4 Gün Çalışma Modeli Nedir? Çalışanlara Katkı Sağlar mı?
Geçtiğimiz birkaç yıl, çalışma ritminde pek çok değişikliğe sahne oldu. Bazı işletmeler uzaktan veya hibrit çalışmaya geçerken, bazıları ise çalışma günlerinin nasıl yapılandırılması gerektiği konusunda önemli değişiklikleri benimsedi. Bu esnada haftada 4 gün çalışma da değişen çalışma koşullarına ve insan kaynağı taleplerine çözüm olarak sunulan önemli bir uygulama olarak gündeme geldi. Birçok ülkede ve işletmede halihazırda uygulanan 4 günlük çalışma modeli, iş saatleri ile boş zaman arasında mükemmel bir denge kurması gibi pek çok faydasıyla gündemde. Ancak sonuçları hâlâ değerlendirilen bu yeni uygulamanın bazı yönlerden eksileri de yok değil. Bu yazıda 4 gün çalışma modeli hakkında merak ettiğiniz tüm cevapları bulabilirsiniz.
Haftada 4 Gün Çalışma Modeli Nedir?
Endüstri Devrimi’nden günümüze kadar haftalık çalışma süreleri sürekli olarak güncellenmiştir. Zaman içerisinde azalan ve düzenlenen çalışma saatleri yüzyılın başından beri uluslararası ve ulusal düzenlemelerle değişmiştir. Günümüzde pek çok ülkede çalışma saatleri günde sekiz saat olarak haftada 40 saat veya ya da günde 7,5 saat şeklinde haftada 37,5 saat olarak belirlenmiştir. Ancak bu rakamlar ülkeye, sektöre ve düzenlemelere göre değişebilir. Haftada 4 gün çalışma modeli ise günümüzde özellikle değişen çalışma koşulları, Y ve Z jenerasyonunun tükenmişlik ve daha dengeli bir iş yaşam beklentisinden kaynaklanır.
Haftada 4 gün çalışma modeli, tam olarak isminden esinlenen bir konsepti ifade eder. Bu doğrultuda işletmeler operasyonlarını beş günden dörde kaydırır. Haftada 4 gün çalışma konsepti, çalışanlara iş günlerini seçme hakkı verir. Böylece çalışanlar, cumartesi ve pazar günleri dışında işten uzakta ek bir izin günü hakkına sahiptir. Konsept olarak son derece kolay görünse de yeni gelişen bir model olduğundan işletmeler için uygulaması zor olabilir.
Haftada 4 Gün Çalışmanın Artıları ve Eksileri Nelerdir?
İlk anda kulağa oldukça hoş gelse de 4 günlük çalışma modelleri çeşitli artılara ve eksilere sahiptir. Aslında bu konseptin nasıl sonuçlar doğuracağı sektöre, işletme ölçeğine ve örgüt kültürüne göre değişebilir. Genel olarak haftada 4 gün çalışma modellerinin artılarını ve eksilerini aşağıda bulabilirsiniz.
Haftada 4 Gün Çalışmanın Artıları
Dört günlük iş modeli, dijitalleşme ve küreselleşme ile karakterize edilen yeni toplum düzeninde nasıl çalışabileceğinize ve yaşayabileceğinize dair koşulları belirleyen pek çok avantaj sağlar. Bu yeni iş konseptinde, çalışma saatleri bilinçli olarak azaltılır. Sonuç olarak hem çalışanlar hem de işletmeler için pek çok artı değer oluşur. İşte 4 günlük çalışma modelinin artıları:
1.İş-yaşam dengesi: Günümüzde çalışanların en büyük sorunlarından birinin iş-yaşam dengesini kurmak olduğu sır değil. Özellikle kadınlar ev hayatına yetişebilmek için çalışma hayatından feragat etmek zorunda kalabilirler. Dört günlük iş modeli, çalışanların iş dışındaki sorumluluklarına daha fazla zaman ayırmalarına imkan sağlayarak daha eşitlikçi bir iş yeri yaratmaya yardımcı olabilir.
2.Daha mutlu çalışanlar: Haftada üç günlük bir izin olması çalışanlara daha fazla boş zaman ve iş-yaşam dengelerini iyileştirme şansı verir. Bu da sevdiğiniz şeyleri yapmak, sevdiklerinizle vakit geçirmek veya kendinize vakit ayırmak için daha fazla zamana sahip olmak anlamına gelir. Böylece genel mutluluk ve iş yerine bağlılık artabilir.
3.Artan verimlilik: Çalışma saatleri azalırken verimliliğin arttığını düşünmek ilk başta ütopik gelebilir. Ancak 2019 yılında Asana tarafından 10.000 katılımcıyla gerçekleştirilen küresel bir araştırmaya göre çalışanlar daha kısa süre içerisinde işi daha verimli gerçekleştirdiklerini belirtmişlerdir.
4.Çevresel katkı: Çalışma süresini her hafta bir gün azaltmak, çalışanların işe gidip gelme sıklıklarının düşmesi anlamına gelir. Bu da ofis alanınızın günlük operasyonlarıyla ilişkili tüm enerji kullanımını da azaltmak demektir. Aynı zamanda çalışanların işe gidip gelirken kullandıkları araçlar sonucu karbon ayak izi salınımı da azalabilir.
Haftada 4 Gün Çalışmanın Eksileri
Tüm yeni konseptler gibi, haftada dört günlük çalışma konseptinin benimsenmesinin artılarının yanı sıra eksi yanları da vardır. Özellikle uygulamanın yeni olması ve yerleşik çalışma düzeninde yıkıcı bir etkiye sahip olması kendi içerisinde dezavantajlar doğurabilir. İşte haftada 4 gün çalışmanın eksileri:
1.Uygulama zorluğu: Tüm hafta boyunca çalışanların farklı izin ve iş günlerini planlamak kolay değildir. Nitekim, bu uygulamadan yönetimin ve departmanların her kademesinde çalışan etkilenecektir. Bu süreçte planlama ve uygulama için üretkenlik bazlı destek almak ve açık iletişim kültürü yaratmak yardımcı olabilir.
2.İş yetiştirme baskısı: 4 günlük çalışma konseptine geçiş çalışanlar, yöneticiler ve müşteriler üzerinde iş yetiştirme baskısı yaratabilir. Bu zorluk, planlama ve uygulama aşamalarında tüm değişkenlerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesiyle yönetilebilir.
3.Sektörel uyuşmazlık: 4 günlük çalışma konseptiyle ilgili bir diğer eksi yan da bu modelin her sektör için uygun olmamasıdır. Örneğin sağlık çalışanlarının çalışma günlerinin azalması toplumsal açıdan olumsuz dalgalanmalara yol açabilir.
Haftada 4 Gün Çalışmayı Uygulayan Başarı Örnekleri
Haftada 4 gün çalışma modeli, halihazırda dünyanın pek çok ülkesinde kullanılmaya başlayan bir konsepttir. Haftada 4 gün çalışma Türkiye modeli için de pek çok pilot uygulama sürdürülmeye devam ederken bazı başarı örnekleri de ilham verici olabilir. İzlanda, 2015'ten 2019'a kadar yaklaşık 3000 çalışanla haftada 4 gün çalışma modelini benimseyen öncü ülkeler arasında yer alır. Yeni Zelanda ve İsveç de bu uygulamanın başarılı modellerini benimseyen ülkelerdir. İspanya ve İngiltere de benzer başarılar elde eden pilot haftada 4 günlük çalışma uygulamaları yapmıştır.
Belçika da Şubat 2022'de 4 günlük çalışma haftası hakkını kanunla kabul eden ülkeler arasına adını yazdırmıştır. Microsoft'un Japonya ofisleri de 4 günlük çalışma konseptini deneyen ve yaklaşık verimlilikte %40’lık bir yükselme gören işletmelerin başında gelir. 4 günlük çalışma için pilot uygulamaların dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde devam etmesiyle birlikte, bu değişikliğin bazı kuruluşlar için norm haline gelebileceği yönünde görüşler vardır.
Şirketinizde Haftada 4 Gün Çalışma Modelini Nasıl Uygularsınız?
Dört günlük çalışma konseptinin şirkeniz için uygun bir seçenek olup olmadığına karar vermek kritik bir adımdır. Nitekim, bu yenilikçi iş modelini uygulamaya karar verdiğinizde göz önünde bulundurmanız gereken pek çok faktör vardır. Bunlardan en önemli ikisi, saatlerden ziyade sonuçlara odaklanmak ve zamanı maksimize ederek çalışmaktır. Haftada 4 gün çalışma modeline geçiş yapmak, öncelikle beklentilerin netleştirilmesini gerektirir.
Belirsizlik, yanlış yorumlamalara ve başarıyla tamamlanmamış sonuçlara neden olabilir. Bunun yanı sıra işletmede şeffaflığı destekleyerek belirsizliği ortadan kaldıran açık iletişim kültürü oluşturulmalıdır. İletişiminde görseller ve çeşitli üretkenlik araçları kullanmak, sonuçların ilgili tüm taraflara açıkça sunulduğundan emin olmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca kusursuz bir uygulama için doğru rollerde çalışan ve doğru becerilere sahip olan çalışanlara sahip olmak da önemlidir.
Şirketiniz için haftada 4 gün çalışma konsepti uygun değilse, başka esnek seçenekler de mevcuttur. Kolektif House, coworking alanları, gezgin ofis, sanal ofis ve hazır ofis gibi çözümler sunar. Siz de şirketiniz için en yenilikçi ve yaratıcı iş konseptlerini denemek için Kolektif House çözümlerinden yararlanabilirsiniz!