Çalışanlar nasıl bir hibrit çalışma modeli istiyor?
Çalışanlar nasıl bir hibrit çalışma modeli istiyor?
İş esnekliği pandemi sonrasında kalıcı bir eğilim olarak kabul gördü. Hibrit çalışma modelleri, iş hayatına dahil olmaya başladı. Bugün başta Google ve Microsoft olmak üzere dünyanın en büyük markaları hibrit çalışma modeline yönelik çalışmalarını hızlandırırken, yurt içinde de şirketlerden art arda açıklamalar gelmeye devam ediyor. Araştırmalara göre şirketlerin %80’inden fazlası esnek çalışma modeline yeşil ışık yakıyor. Çalışanlar ise pandemiden sonra da hibrit çalışma düzenlemesi olmasını bekliyor.
Şirketlerin bu yeni gerçekliğe uyum sağlaması elbette kaçınılmaz. Ancak her şeyden önce hibrit çalışma modelini oluştururken çalışanların dinlenmesi, ihtiyaçlarının belirlenmesi ve refahının sağlanması büyük önem taşıyor. Çalışanların esnek çalışmaya ilişkin beklentileri özelinde yapılan bir anket çalışması, birçok çalışanın iş arkadaşlarıyla yüz yüze çalışması gereken günlerde ofise gelmek istediğini ortaya koyuyor. Ankete göre çalışanların %50’den fazlası programlarını iş arkadaşlarına göre planlayacaklarını ifade ederken, %40’a yakını ise programlarını o gün yapmaları gereken işlere göre belirlemek istediğini belirtiyor. Peki çalışanlar bunun da ötesinde nasıl bir hibrit çalışma modeli talep ediyor? İşte 5 farklı hibrit çalışma modeli.
Bölünmüş haftalık model
Haftayı birkaç gün uzaktan çalışma ile birkaç gün ofisten çalışma arasında bölen bu model, çalışanların en çok talep ettiği modellerden biri olarak görülüyor. Bölünmüş haftalık modelin uygulama aşamasında ise şirketler planlamalarını departmanlara göre yapıyor. Örneğin; pazarlama ve iş geliştirme ekibi pazartesi ve salı günleri ofise gelirken, İnsan Kaynakları (İK) depertmanı ise çarşamba ve perşembe günlerinde ofiste bulunuyor. Günler bu örnekte olduğu gibi departmanlar özelinde birbirini takip eden günler olarak belirlenebileceği gibi bir gün ara ile de organize edilebiliyor. Bu model, yöneticilerin ekipleriyle iletişim halinde kalmasını sağlamanın yanı sıra ekiplerin düzenli bir şekilde yüz yüze toplantı yapmalarına da izin veriyor.
İhtiyaç modeli
İkinci model olan ihtiyaç modeli çalışanların kendileri için en uygun olan günde ofise gelmelerine ve iş esnekliğini kendi planlarına göre düzenlemelerine olanak tanıyor. Özellikle müşterisiyle ya da iş arkadaşıyla buluşması gerektiğinde ofise gelmek isteyen çalışanlar ya da gün boyunca çalışmak için sessiz bir yere ihtiyaç duyanlar bu modele göre belirlenen bir hibrit çalışma kapsamında iş hayatını sürdürmek istiyor.
Hafta hafta paylaşım modeli
Üçüncü model ise çalışanların bölünmüş haftalık modelde olduğu gibi departmanlar özelinde haftalık bir planlama yapmasına yönelik. Ancak bu modelde hafta günlere değil, ekip çalışmasına uygun olacak şekilde aylar haftalara bölünüyor. Hangi departmanların hangi haftalarda ofiste olacağı belirleniyor. Ekiplerin 1 hafta boyunca bir arada olmasını sağlayan bu alternatif, özellikle üzerinde çalışılan bir projenin daha hızlı son haline getirilmesine katkı sağlıyor. Diğer hafta ise bu ekipler uzaktan çalışma ile işine devam ederken farklı departmanların ekipleri ise ofisten çalışıyor.
Vardiyalı çalışma
Dördüncü model olan vardiyalı çalışma modelinde ise çalışanlar günün belirli saatlerinde vardiyalı çalışarak işe gidiş-geliş zamanını kendi planları çerçevesinde belirliyor. Hem çalışanlar hem de şirketler bunun zor bir model olduğuna işaret ediyor. Çalışanın gözünden bakacak olursak; birçok kişi sabahın erken saatlerinde işe girmeyi ya da tam aksine gece geç saatlere kadar çalışmayı zor buluyor. Vardiyalı çalışma özelinde geliştirilen hibrit bir model, genellikle çalışanların halihazırda sahip olduklarına ek farklı çözümler oluşturmasını da gerektiriyor.
Karma model
Son olarak karma modeli inceleyecek olursak; bu modelde çalışanlar yukarıda saydığımız modellerin bir ya da birkaçını kendi planları doğrultusunda şekillendirebiliyor. Çalışanların tek bir modeldense istediği zaman istediği yerden çalışabilmesine ve istediği çalışma modelini seçebilmesine olanak sağlayan bu model, diğer modellere göre çalışanı daha da özgürleştiren bir model olarak dikkat çekiyor.