BAHARIN GELİŞİNİ MÜJDELEYEN HABERLER
Eleştirinin John Malkovich hali
Ama bu kez müzik dünyasındayız. En son The New Pope’la bir kez daha hayranlık derecemizi pekiştiren John Malkovich, bu defa pek alışmadığımız bir sahne performansıyla 13 Mart’ta İstanbul’a konuk oluyor. The Music Critic adını taşıyan gösteri, sahnede viyolası ile yer alan Aleksey Igudesman’ın zihninin bir eseri. Malkovich’i acımasız müzik eleştirmeni bir anlatıcı olarak izleyeceğimiz gösteri, Schumann’dan Brahms’a, müzik tarihinin kabul görmüş dehalarına yöneltilen en can yakıcı eleştirileri sahneye taşıyor.
Beethoven’ın, Chopin’in ya da Bach’ın -kimilerine göre- ne kadar yavan ve yetersiz olduğunu dile getiren eleştiler, John Malkovich’in şahsına münhasır yorumuyla hayat buluyor ve izleyenler çoğu zaman duyduklarının gerçekten söylenmiş olduğuna inanamıyor. Fakat gösterinin en can alıcı kısmı, belki de büyük finalinde saklı. The Malkovich Torment adını taşıyan uzun tirat, Igudesman’ın müziğiyle renkleniyor ve John Malkovich, eleştirilerin en büyüğünü kendisine yapıyor. Belirtmeden geçmeyelim, bu kısmın tüm gösteriden ayrı, kısa bir oyun olarak sahneye konması gerektiğine inancımız çok güçlü. The Music Critic, ayın 13’ünde Lütfi Kırdar’da seyircisiyle buluşuyor.
Dört yıllık aranın ardından, yeniden Alicia Keys
62. Grammy Ödülleri’ndeki sunuculuğuyla (özellikle Kobe Bryant’a yaptığı saygı duruşu) kalbimizi her anlamda yine ve yeniden kazanan Alicia Keys’in yeni albümü çok yakınımızda. Keys’in yedinci stüdyo albümü ALICIA, aslında müzisyenin hayranlarının 2016’dan beri beklediği albüm. Albüm süreci hakkında “Şimdiye kadarki en iyi terapim” diyen sanatçı 20 Mart’ta yayınlanacak albüm için beklentimizi her geçen gün yükseltiyor.
Yani albümünü dünya turnesiyle hayranlarıyla paylaşacak olan Keys, turne programını açıkladı, diğer yandan Ocak başında yayınladığı Underdog single’ıyla bizleri ALICIA’ya ısıtma turlarına da başladı. Alicia Keys hasreti dinmeyenlere bir de müjdemiz var: Albümden günler sonra, 31 Mart’ta “More Myself: A Journey” adını taşıyan bir otobiyografisi de satışa sunulacak. Kısacası Mart ayı, Alicia ayı.
Witherspoon + Washington = Oyunculuk şöleni
Celeste Ng’nin çok satan romanından uyarlanan Little Fires Everywhere, sınıf ve ırk tartışmaları üzerinden şekillenen bir hikaye. Görünürde mükemmel aile tanımını tam karşılayan Richardson ailesi ile anne-kız Warrenların yolları Ohio’nun sakin bir kasabasında kesişiyor. Big Little Lies ve The Morning Show’u hala döne döne izlememizin en büyük sebeplerinden Reese Witherspoon’u Elena Richardson ve Scandal’dan beri çok özlediğimiz Kerry Washington’ı Mia Warren karakterlerinde izleyeceğimiz dizi sekiz bölümden oluşacak.
Yapımcı koltuğunda da hem Witherspoon’un hem de Washington’ın yer aldığı Little Fires Everywhere, yayınladığı fragmanla bizi hem bolca gereceğinin hem de merak ettireceğinin sinyallerini verdi bile. İki yıldıza Joshua Jackson ve Rosemarie DeWitt’in de eşlik edeceği mini diziyi ekrana hazırlayan yazar ise Bates Motel, Revenge ve Nashville’in de yaratıcı ekiplerinde yer almış Liz Tigelaar. 18 Mart’ta, Hulu’da buluşalım.
Bir Rihanna kitabı: Rihanna: Fenty x Phaidon
10. Grammy heykelciğine doğru kariyerinde yol alırken, albüm satışları dünya çapında milyonları çoktan aşmışken, adını her geçen gün müzik sektörünün dışında da duyduğumuz bir ikona dönüşmüş Rihanna’nın, artık görsel bir otobiyografisi olması hiçbirimizin garipseyeceği bir durum değil. Müzik çalışmalarının yanında kendi markası Fenty’yle de yoğun bir mesaisi olan şarkıcının üç farklı versiyondan oluşan kitabı Rihanna: Fenty x Phaidon, Rihanna’nın yıllar süren bir çalışması ve birikimin ürünü.
Çocukluk yıllarından bugünlere, müzikal kariyerinin dışında pek de bilmediğimiz noktalarıyla tüm hayatını, bugüne dek hiç yayınlanmamış 1000’i aşkın fotoğraf ve anıyla anlatan kitap, koleksiyonerler için son derece cezbedici. Tasarım dünyasını Barnbook ile The Haas Brothers’ın oluşturduğu kitap, hızla tükeniyor ve koleksiyonunuzda yerini almayı bekliyor.