Netflix'in Kuruluşu ve Büyüme Hikayesi
DVD dağıtım işi ile sektöre giriş yapan Netflix, istikrarı ve stratejileri sayesinde kısa sürede dünyanın en iyi içerik üreticisi olma yolunda ilerlerken şaşırtıcı bir şekilde bizi bizden daha iyi tanıyan bir platforma nasıl dönüştü?
Kolektif House olarak başlangıçtan günümüze kadar Netflix hakkında her şeyi sizler için derledik. Gelin bu popüler dijital platforma daha yakından bakalım!
Netflix Ne Zaman Kuruldu?
Tam olarak 1997 yılının ağustos ayında kurulan Netflix, o zamanlar Kibble ismiyle anılıyordu. Yirmi yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiğine inanmak zor olsa da Netflix abonelik hizmeti ile DVD kiralama işi ile iyi bir başlangıç yapmıştır. DVD’leri müşterilerine posta yoluyla göndermek için işe başlayan şirket, efsaneye göre şu şekilde doğmuştur.
Netflix kurucusu Reed Hastings, bu fikrin, çoktan popülaritesini kaybetmiş olan Blockbuster'dan Apollo 13 filmini kiralayıp altı hafta geç iade ettiği için aldığı 40 dolarlık bir para cezasıyla ateşlendiğini söyler. Bir gün spor salonunda ödediği ceza aklına gelir ve insanların internet üzerinden abonelik oluşturarak film kiralamasını ve postayla sahip olmalarını sağlayan bir hizmet için ilham gelir. Bu bir pazarlama şakası olarak lanse edilse de tamamen inkar edilen bir şey değildi. Ancak şirketin nasıl ortaya çıktığı değil gelişim süreci daha dikkat çekici görünüyor.
Daha gerçekçi bir hikayeden devam etmek gerekirse olaylar şu şekilde gelişmiştir. Girişim yapmak ve Amazon gibi bir şey başlatmak isteyen Marc Randolph, Japonya’da icat edilen DVD’lerden haberdar olunca bunun iyi bir fırsat olduğunu düşünmüştür. DVD'lerin çok yakında TV izlenimini etkileyecek ve VHS kasetlerinin yerini alacağını fark ettiğinde ise Netflix için adımlar atılmaya başlanır. Takvim 29 Ağustos 1997 yılını gösterdiğinde yüksek bir sermaye ile kurulur. Abonelik ile çalışmaya başlayan Netflix, 1999 yılında internet üzerinden abonelik oluşturmaya ve kullanıcılara DVD önermeye başlamıştır.
Netflix Kim Tarafından Kuruldu?
DVD fikri ile aydınlanan Marc Randolph ve Reed Hastings adında iki girişimci 1997'nin ağustos ayında, Santa Cruz'daki ünlü bir plak dükkanına girer, meşhur bir CD satın alrılar ve birkaç blok ötedeki Reed’in evine postalarlar. CD’nin sağlam şekilde ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmek isteyen iki girişimci başarılı olur ve Netflix’in temellerini atarlar. 29 Ağustos 1997'de kurulan Netflix, Reed Hastings sayesinde en az 1,9 milyon dolar sermaye ile kaydedilmiştir. Bu sermaye daha sonra diğer yatırımcılar tarafından desteklenmiştir. 37 yaşındaki Reed Hastings, %70 hisse ile başkan ve CEO olurken 39 yaşındaki Marc Randolph ise girişimci olarak yer almıştır.
İlk yıllarda birkaç değişiklikten sonra, Netflix sonunda başarıya ulaşır: iade tarihi veya gecikme cezası olmayan ve her biri 19.95 dolarlık içeriğe sınırsız erişim. Abonelik hizmeti ile çalışan Netflix, hangi DVD'lerin kendilerine postalanması gerektiği ve bir önceki DVD iade edilir edilmez sıradaki DVD'yi otomatik olarak hemen postalayan bir dağıtım sistemine dayalıydı.
İlk başta, Netflix DVD'leri beyaz zarflara yerleştirerek 2000 yılına kadar abone sayısını artırarak ilerledi. Ancak şirketin daha aşina olduğumuz ikonik kırmızı zarflara geçmesi yalnızca bir yıl sürdü. DVD'ler, içinde posta ücreti ödenmiş bir iade kılıfı bulunan ince bir pakette geldi ve Netflix tüm posta masraflarını karşılamaya başladı.
Bu formül bir hit oldu ve günümüzde olduğu gibi Netflix kullanıcı sayısı sürekli olarak arttı. Tanıtımından sonraki birkaç yıl içinde Netflix, her gün milyonlarca DVD göndermeye devam etti. Günümüze kadar uzanan bu hikayede teknoloji geliştikçe kilometrelerce yol katedildi ve bildiğiniz Netflix haline geldi.
1.9 milyon dolar sermaye ile başlayan Netflix değeri ise aboneleri gibi sürekli artmaya devam eder. Günümüzde de büyümeye devam eden Netflix oyun alanı ile kullanıcılarına farklı deneyim ve keyifli vakit geçirme yöntemleri sunar.
Netflix Hangi Ülkeye Aittir?
Netflix’in sahibi Wilmot Reed Hastings Jr. ve girişimci konumundaki Marc Randolph şirketi California'nın Scotts Valley şehrinde kurmuştur. Bu nedenle Netflix bir Amerika kuruluşudur. Amacı, her tür tüketiciye film, TV, belgesel ve daha fazlasını sunarak "dünyayı eğlendirmek” olan Netflix, günümüzde ise 190 ülkeye yayın yapıyor. Otuzdan fazla dilde yerel ve global içerik akışı sağlayan Netflix’in faaliyet gösterdiği ülkeleri sıralamak yerine yayın yapamadığı ülkelerden bahsetmek daha mantıklı. Bu ülkeler ise bazı sebepler nedeniyle Çin, Suriye, Kuzey Kore, İran, Kırım, Rusya’dır.
Bununla birlikte Netflix'in dünya çapında eriştiği her ülkenin kendi lisanslı ve orijinal içerik kataloğu vardır. Bu içerikler ülkelerin yasalarına göre değişkenlik gösterdiği için tüm ülkelerden her projeye erişmek mümkün olmayabilir. Ancak sürekli güncellenen içeriklerle her zaman izleyecek yapımlar bulmak mümkündür.
Netflix’in Büyüme Hikayesi ve Algoritmaları
Netflix geniş içerik kategorileri ile yalnızca dizi, film, belgesel, spor yayınları izlenen platform değil, aynı zamanda geniş kitlelere hitap eden Disney, Amazon Prime hatta Spotify'ı geride bırakan özel bir platformdur. Pazar payında büyük bir dilime sahip Netflix piyasa değeri, fiyat güncellemeleri ve sahip olduğu içeriklerin bölgelere göre değişkenlik göstermesi ile değişse de son yılların en başarılı dijital platformlarından biri. Bu hızlı ilerleme ve gelişme sürecinde Netflix'i diğer dijital platformlardan ayıran tam olarak nedir? Doğru atılımlar yapmak ya da gelişen ve gelecek vadeden projelere yatırım yapmak mı? Netflix'te yer alan yapımlardan bunu anlamak çok da zor değil. İspanya yapımı La Casa De Papel, Almanya 'da çekilen ve uzun süre tartışılan Dark, Güney Kore yapımı Squid Game ve nostalji ve gerilimi bir arada sunan Stranger Things... Ancak tüm bu yapımların başarısının yanı sıra Netflix’i özel kılan ve başarıya taşıyan başka bir özellik bulunuyor. Lokal içeriklere de yer vererek dünya çapında herkese hitap etmeyi başaran Netflix, kişilerin beğenilerine göre şekillenmeyi tercih ederek kişisel bir şirkete dönüşüyor.
Bu nedenle Netflix uygulamasını ister bilgisayardan ister uygulamadan açın, çeşitli önerilerle karşılaşırsınız. Bu tabii ki tesadüfi değildir. Bunu da içerik akışından ve anlaşmalarından sorumlu, şirketin CCO’su Ted Sarandos'ın şu cümleleriyle anlayabilirsiniz;
“Markamız gerçekten kişiselleştirme ile ilgili. Marka, başka hiçbir yerde bulamayacağınız sevdiğiniz şeyi bulmaktır.”
Son dönemlerde popüler olması sebebiyle yeni bir kuruluş gibi görünse de Netflix kuruluş tarihi 1997 yılına dayanır. Dünya çapında pek çok dizi, film ve belgesel gibi farklı türleri bir arada sunan ve "binge-watching" kavramını hayatımıza sokan Netflix, Al teknolojisi ve veri toplama çalışmalarıyla bu kadar popüler olmuştur. Binge-watching kavramı ise bir oturuşta sezon bitirmek ve yaklaşık 6 bölümü bir çırpıda izlemek olarak açıklanır. Netflix'in ortaya çıkardığı bu kavram, dizi bölümleri bittiğinde sorgusuz sualsiz bir sonraki bölüme geçmesiyle de alakalı gibi görünüyor.
Netflix başarı hikayesi, kuruluşundan bu yana veri toplama konusunda uzmanlaşması ile başlar. İzleyicilerin neyi seveceğini ve neyi izleyeceğini önceden bilebilir ve önerilerle platformda kalmasını sağlar. İlk orijinal dizisi House of Cards ile başlayan bu serüven, bu diziyi başından sonuna kadar izleyenlerin de bir başarısıdır.
Netflix, her dizi, belgesel ya da film tamamlandığında yeniden şekillenen kişisel analizlerle birlikte çok hızlı bir şekilde önerilerde bulunur ve değişen tercihlere uyum sağlar. Bu sayede izleyici deneyimi ile birlikte gelişen Netflix kullanıcıların keyifli zaman geçirmesine yardımcı olur. Netflix analizlerinde bulunan verilerle daha detaylı anlatmak gerekirse; kullanıcı "Şimdi ne izlesem?" sorusunu yönelttikten çok kısa bir süre içerisinde (60-90 sn) 10-20 farklı yapımı süzgecinden geçirebiliyor ve ne izleyeceğine karar verebiliyor. Bu tür kapsamlı verileri analiz eden Netflix'in sizin ne seveceğinizi tahmin etmesi de zor değil. İzleyicilerin %80'i bu öneriler sayesinde yeni yapımlar seçiyor ve izliyor.
İyi bir tahminde bulunan Netflix, önerme algoritmasını 1 milyon dolar karşılığı olan ödüllü bir yarışma ile elde etmiştir. Analiz becerileri ile hayranlık uyandıran şirket, daha derine indikçe şaşırtıcı detaylar sunuyor ve bu yüzden gerçek saygıyı hak ediyor. Topladığı milyonlarca veri sayesinde dünyanın en ilginç listelerine de sahip. Örneğin korku ve gerilim seviyesi nedeniyle bitirilemeyen filmler listesi. Bu listenin ortaya çıkmasına katkı sağlayan verilere göre listedeki korku filmlerinin %70'ini izleyebiliyoruz, ancak tamamlayamıyoruz. Bu tabii ki filmlerin sadece korkunç olduğu için izlenmediği anlamına gelmez. Çünkü filmi beğenmeyip kapatanlar da olabilir. Bununla birlikte Netflix verilerine göre filmi gerçekten sevmemiş olsak daha önce kapatabilirdik. Veriyi analiz etmek ve doğruluğunu sorgulamak yerine listeden birkaç film seçip kendimizi test edebiliriz. Piranha, Cabin Fever, The Conjuring, The Human Centipede 2: Full Sequence, Teeth, Raw…
House of Cards ile birlikte topladığı verilerle neler yapabileceğini gören Netflix, 2013’ten bu yana benzer sistemle içerik üretimini destekliyor ve aynı işleyişi sürdürüyor. Veri analizlerine göre TV yapımlarının yaklaşık 2/3 kısmı izlemne istatistiğine sahipken Netflix'te bu oran 4/5'e yükseliyor. Karşılaştırma için yapılan bu analizde Netflix her zaman zirvede kalıyor. Bunun nedeni ise şu basit formülde gizli; biz izliyoruz Netflix üretiyor.
Meşhur öneri sisteminin detaylarına inildiğinde ise bir yapımın karşınıza çıkmasından ziyade nasıl karşılaştığınızın çok daha önemli olduğu ortaya çıkıyor. Örneğin Stranger Things 9 farklı afişle 9 farklı kullanıcı tipine hitap edebilecek şekilde öneriliyor. Her afiş, izleyicilerin beğenilerine göre şekillendiriliyor. Bu yönde hazırlanan görsellerde korku filmlerinden hoşlanan kullanıcılara kan detayı verilirken izleme ya da arama geçmişinde gizem bulunan kullanıcılara karanlık ve merak uyandıran görseller sunulur.
Bu durumu eski yöneticilerden biri olan Joris Evers 2013 yılında ve o yılki verilerde yer alan Netflix kullanıcı sayısına göre şu şekilde açıklıyor:
“Dünya üzerinde şu an Netflix'in 33 milyon farklı varyasyonu var"
Gayet net bir şekilde anlaşılan Netflix'in sırrı izleyicileri izleme, analiz etme ve en keyif alacağı içeriklerle keyifli vakit geçirmelerini sağlamak, ayrıca toplanan verilerle gelişimi sürdürme ve şirket hedefi olarak kişiselleştirmeyi benimseme. Bu nedenle artık neler olup bittiğini anlamış olarak Netflix'in başına geçebilir ve yaptıkları işin hakkını verdiklerini kanıtlar nitelikteki önerilere göz atabilirsiniz.
Bu ilham verici hikaye sayesinde siz de yeni girişimlerde bulunup büyüyen bir iş kurmak isterseniz Kolektif House’un sunmuş olduğu sanal ofis, ofis kiralama ve coworking gibi hizmetlerle masraflarınızı minimumda tutarak daha az sermaye ile hedeflerinize ulaşabilirsiniz.