Realist bir Kum Saati Tasarımı
Geçtiğimiz aylarda Londra’nın ünlü tasarımcı ikilisinin ofisi, Studio Ayaskan’dan enteresan bir saat tasarımı çıktı. Zamanın geçişini işaretlemek için hipnotik, eşmerkezli dairelerde kum toplayan bir saat.
Tasarım; karesansui adı verilen ve kumun su dalgalarının görüntüsünü taklit edecek şekilde biçimlendirilmesi sanatı anlamına gelen Japon kaya bahçelerine, bir atıfta bulunuyor.
Saat, dairesel, kum dolu bir platform ve tek bir saat kolundan oluşuyor. Gündüz, gece yarısından öğlene kadar, kum üzerinde dalgalar oluşturuyor.
Ardından, günün ikinci yarısında, gece yarısı başka bir döngüye başlayabilmek için dalgalanmış durumda olan kum, aynı saat kolu tarafından tekrar düzleştirilir.
Stüdyoya adını veren kurucu ikizlerden biri olan Begüm Ayaskan. "Doğada her şey döngüseldir" diye açıklıyor ve ekliyor “Gündüz ve gece, mevsimler ve gelgitler aslında birer zaman tutma yöntemi. Bu ince değişimleri yansıtmayı seviyoruz.”
Dairesel döngü ve sonraki tesviye, saatin sadece yüzünün etrafında değil, aynı zamanda kendi ekseni etrafında dönmesiyle yaratılır.
Begüm, Dezeen'e, "Bir tarafında yivler var, diğer tarafıysa pürüzsüz" diyerek açıklıyor tasarımını. "El sürekli bir şekilde kendi ekseni üzerinde dönüyor, tam bir dönüşün tamamlanması 24 saat sürüyor. 24 saat boyunca, el de saat yüzünün etrafında iki dönüş yapıyor - biri çizgileri çekmek ve diğeri silmek için."
Zamansallık ve kalıcılığın bir meditasyonu diye tanımlıyor stüdyo bu saati. Her gün bir şeyi sürdürmek ve halletmek, çözüldüğü gibi yeniden yapmak zorunda kalmakla ilgili bir metafor belki de. Ve bu tekrarlayan eylemlerin meditatif kalitesi sayesinde, kişisel değerlendirme fırsatı yaratmayı amaçlıyor tasarımcılar.
Tasarımın bana kalırsa temel ayırıcı özelliği kullanılan malzemenin kum olması. Doğanın abstrakt bir olgusunu -zamanı- yine doğadan esinlenen bir malzemeyle yorumlamalarından etkilendim ben daha ziyade. Zaman, saatler, gece-yarısı, gün ortası kavramları Sümerlere, İnkalara kadar dayanan bir terminoloji vadetse de sonuç olarak insan üretimi bir kurguyu temsil ediyor. Doğada aslında “saat iki” yok. Doğada gerçekten de güneşin ve gezegenlerin hareketi var. Bu açıdan bakınca saat romantik olmaktan ziyade realist gibi geldi bana.
*Yazının tasarımcıyla röportaj kısımları Jennifer Hahn tarafından yazılan dezeen.com makalesinden çevrilmiştir.