17,000 kayıp cüzdan ile yapılan küresel "dürüstlük" testi şaşırtıcı sonuçlar verdi
İsviçreli bir üniversite öğrencisi 2015 yılında Zürih havaalanına içi boş cüzdanlar, nakit para ve 400 yedek anahtar dolu bir valiz ile giriş yaptı. Güvenlik görevlileri valizin içindekileri açıklamasını istediğinde, iki yıl sürecek bir deneyin üyesi olduğunu belirtti.
Deney kısaca şu şekilde gerçekleşti: Turist kılığındaki araştırma görevlileri 40 ülkedeki 355 şehirde restoran, müze, banka ve otel gibi yerlere girerek karşılarına çıkan ilk yetkliliye bir cüzdan uzattı. Cüzdanı yolda bulduklarını, muhtemelen kaybolmuş olduğunu ve aceleleri olduğu için hemen teslip edip gitmeleri gerektiğini söylediler. Cüzdanların bazılarında hiç para yoktu. Diğerleri ise az veya çok miktarda nakit para içeriyordu. Nakitin yanı sıra hepsinde alışveriş listesi, bir yedek anahtar ve sahte kredi kartları bulunuyordu.
Tahminler, içinde para olan cüzdanların teslim edilen kişiler tarafından sahiplerine iade edilme olasılığının çok düşük olacağı yönündeydi. Araştırma öncesinde "önde gelen 279 ekonomist" bu senaryonun geçerli olacağında hemfikirdi.
Ancak tam tersi yaşandı.
Michigan Üniversitesi'nden Alain Cohn, "İçinde fazla para olan cüzdanlar daha fazla teslim ediliyordu. Araştırma görevlilerine cüzdanlara üç katı kadar para koymalarını söyledik, yine aynı şaşırtıcı sonuç ile karşılaştık" ifadesini kullandı.
Beklenenin aksi yaşanınca, deneyin kapsamı ve süresi uzatıldı. 40 ülkede refah seviyeleri farklı olan 355 şehirde turist kılığındaki araştırma görevlileri karşılarına çıkan ilk yetkiliye cüzdanlar uzattı. Deneyin birçok coğrafyaya yayılması zorlukları da artırdı. Bir araştırma görevlisi Kenya'da şüpheli davranışlar nedeniyle tutuklanırken, sınırdan içi para dolu cüzdanlarla geçmeye çalışan diğerleri zorlu saatler yaşadı.
Güvenik ve lojistik sorunlar bir kenara konduğunda, araştırmanın genel sonucu ortaya çıktı. 40 ülkenin 38'inde içinde para olan cüzdanların büyük kısmı sahiplerine iletildi. Geride kalan diğer iki ülkede ise para içeren cüzdanların iade edilme oranı belirgin ölçüde azalmadı.
Birçok ülkede cüzdanlar ortalama 13 dolar içeriyordu. Birleşik Krallık, ABD ve Polonya'da ise "büyük para" deneyi yapıldı ve cüzdanlara 100 dolar kondu. Sonuçlar oldukça şaşırtıcıydı: Para içermeyen cüzdanların %46'sı, 13 dolar içeren cüzdanların %61'i ve 100 dolar içeren cüzdanların %72'si sahiplerine geri iletildi.
Dürüstlük nereden geliyor?
Araştırmacıların bu soruya iki cevabı var:
İlki, sosyal fedakarlık. Kayıp cüzdanı bulan kişi, kaybeden kişinin hislerini anlayarak ona yardım etme isteği duyuyor. Bu faktörün etkisi, sadece yedek anahtar içeren cüzdanlar ile anlaşıldı. Bir tek sahibi için önem taşıyan anahtarı içeren cüzdanların iade edilme oranı, anahtar içermeyen cüzdanlara oranlara %10 daha fazlaydı.
İkinci faktör, tanımadığınız kişiler için duyduğunuz his değil ancak insanların kendilerini bir hırsız olarak görmek istememeleri. Cohn, yaptıkları ankette insanların içinde para bulunan cüzdanları almayı daha fazla bir hırsızlık eylemi olarak gördüklerini söylediklerini belirtti.
"Cüzdanda daha fazla para varsa, daha fazla insan onu teslim etmemeyi bir hırsızlık eylemi olarak görüyor."
Araştırmada kullanılan bir cüzdan örneği. [Christian Zund]
Duke Üniversitesi'nden ekonomist Dan Ariely'e göre maddi çıkarlar insanların dürüst olup olmamak aşamasında kararlarını doğrudan etkilemiyor. Ariely'e göre oldukça doğal gerçekleştirilen deney rasyonel maliyet kazancı analizi değil ancak sosyal norm bakış açısından nasıl hissettiğimizi ve kararlarımızı ne kadar gerçekçi kılabileceğimizi gösteriyor.
Cüzdanların iade edilme oranları, içlerindeki para miktarından bağımsız olarak deneyin yapıldığı ülkeye göre belirgin farklılık göstterdi. Danimarka'da içinde para olmayan cüzdanların yüzde 80'inden fazlası iade edilirken, Peru'da %10'u anca geçti.
Cohn, (ülkelerdeki) zenginliğin bir faktör olduğunu ancak farklılıkları anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtti. Cohn, dürüstlüğü zenginliğin mi etkilediğini ya da ülkenin zenginliğine dürüstlüğün mü katkıda bulunduğunu tam olarak bilmediklerini söyledi.
Bir önemli bulgu, ilkokul eğitim seviyesi yüksek olan ülkelerde cüzdan iadesinin çok daha yüksek olmasıydı.
Araştırmanın kamu ve iş dünyasında karar vericilere fayda sağlayabileceği düşünülüyor. İnsanları kendi zenginliklerinden ziyade diğerlerinin iyiliği için hareket etmeye sevk edecek motivasyon kaynakları tespit edilebilir.
Dahası, karar verici ve yöneticilerin kendilerini dürüst olmakla kandırırken insanlardan bunları bekledikleri davranış biçimi de değişebilir. Nihayetinde küresel dürüstlük deneyinin toplum içi faydaya büyük katkısı olabilir. Kitlesel yardımlaşmanın bireysel faydadan çok daha üstün olduğunu anlamak hiçbirimiz için zor değil.
Dahası, dürüstlük bazen maddi fayda da sağlayabilir. Deneyde para içeren cüzdanları teslim edenlere söz konusu paranın ödül olarak verilmesi gibi.