Covid-19 İle Görünür Hale Gelen Fintech Dip Dalgası
İçinde bulunduğumuz pandemi süreci çok kısa sürede evden çalışmaktan temel ihtiyaçlarımızı çevrim içi sipariş etmeye kadar geniş bir yelpazede büyük toplumsal davranış değişiklilerine neden oldu. Bu süreçte her ne kadar uzaktan çalışma, eve sipariş ve sağlık teknolojileri çok konuşulsa da çok büyük bir atılım, sessiz ve sakin bir biçimde finansal teknolojiler dikeyinde, Amerikan şirketlerinin öncülüğünde yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Özellikle son 5 yıldır fintech dikeyinde üzerinde çalışılan birçok teknoloji pandemi sürecinde hızla tabana yayıldı ve belki de önümüzdeki 5 yılın yolunu çizmiş oldu.
ABD’de geçtiğimiz ay Amerikan KOBİ’lerine pandemiden kaynaklanan ekonomik krizi atlatmaları için verilmesi planlanan $350 milyar dolarlık yardımın Bank of America, Chase gibi geleneksel büyük bankalar üzerinden dağıtımında büyük sorunlar yaşanması sonucu devreye Paypal, Square gibi Amerika’nın büyük fintech’leri girdi. Bu durum Amerika’daki çok sayıda küçük ve orta büyüklükteki şirket sahibinin ilk defa geleneksel bankacılık dışı finans kanallarını deneyimlemesine vesile oldu ve bu yeni kanallar şirket sahiplerinden oldukça pozitif geri bildirimler aldı.
https://twitter.com/statoncpa/status/1260939989686407168
Bu süreçte yeni nesil fintech “fenomeninin” yıldızının parladığı tek kullanım alanı bu tür fonların dağıtılması değildi. Eve kapanan dünyanın hızla çevrimiçi alışverişe yönelmesi, bugüne kadar fizikseldeki deneyimi sunmakta zorlandığı için yavaş büyüyen perakende e-ticaretinin tabana yayılmasına ve pandeminin “peak” yaptığı Nisan ayında son 7 yıldaki büyümeye eşit büyüme göstermesine neden oldu.
E-ticaretin müşteri hizmetleri ve ürün çeşitliliğiyle birlikte en önemli üçüncü parçası olan “checkout” süreci, Klarna gibi “şimdi al sonra taksitle öde” servisi sunan fintech’ler başta olmak üzere yerel, bölgesel veya küresel çapta hızlı ve modern kullanıcı deneyimi sunan tüm ödeme sistemi, yeni nesil banka ve e-cüzdan servislerinin öneminin dünya çapında kavranmasını ve kullanıcı sayılarının üssel artmasını sağladı.
Aynı zamanda büyük teknoloji, e-ticaret şirketleri ve pazar yerleri yıllardır üzerinde çalıştıkları modern ödeme ve finansman ürünlerini bu dalgayı fırsat bilerek ilan etmeye başladı. Amazon, son 2 yıldır Goldman Sachs ile ortak geliştirdikleri, küçük işletmelere uygun faizli kredi finansmanı sağlayan “Augusta” ürününün lansmanını yaparken Kanada merkezli e-ticaret altyapı şirketi Shopify, kendi altyapısını kullanan işletmelerin kazançlarını yönetebileceği “Shopify Balance” ve Klarna benzeri taksitlendirme ürünü “Shop Pay Installments”ı Shopify Reunite etkinliğinde duyurdu. Facebook ise yine bu dönemde Shopify ile geliştirdikleri ve Facebook, Instagram, Whatsapp üzerinden kolay e-ticaret yapılmasını sağlayan “Facebook Shops” ürününü canlıya aldı.
Covid-19 süreci ile tabana yayılarak parlayan başka bir alan ise yeni nesil borsa yatırım araçları oldu. Başta Robinhood olmak üzere modern tasarımlı, sıfır komisyonlu hisse senedi alım/satım uygulamaları zaten birkaç yıldır Wall Street “boomer” jenerasyonunun tekelinde olan hisse senedi yatırımcılığını 40 yaş altı kitleye yayıyordu. Fakat bu yayılım Covid-19 sürecinde öyle bir boyuta ulaştı ki, Mart ve Nisan aylarında, yaşanan ekonomik kriz ve yükselen işsizlik oranları yüzünden dip yapan Nasdaq borsasının Haziran ayında tüm zamanların en yüksek değerine ulaşmasında büyük rol oynadı.
2017’deki üssel yükselişin ardından şiddetli bir düşüş yaşayan kripto paralar, özellikle Bitcoin, bu dönemde dünya çapında çok büyük bir kitlede ülkelerin sınırsız para basması sonucu yaşanacak olası bir devalüasyona karşı bir koruma yöntemi (hedge) olarak algılanmaya başladı. Genel olarak kripto para teknolojileri ise yine bu dönemde hızlı ve kolay kazanç yöntemi ve spekülatif yatırım aracı konumundan iyiden iyiye sıyrıldı ve yeni bir finans altyapısı olarak dünya finansal sistemine entegre olmaya hazır hale geldi. Geçtiğimiz ay VISA’nın bir “stablecoin” sistemi patenti almış olduğunun ortaya çıkması sonrası VISA CEO'su Alfred Kelly konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Geleneksel ülke paralarıyla desteklenen stablecoin'lerin özellikle gelişmekte olan ülkelerde yeni bir ödeme teknolojisi olması için büyük bir potansiyeli var. Biz bu teknolojiyi, var olan finansal sistemin yerine geçen değil, onu derinleştiren bir ek olarak görüyoruz ve stablecoin teknolojisini destekliyoruz."
JP Morgan CEO’su Jamie Dimon bugüne kadar birçok röportajında Bitcoin’i bir dolandırıcılık yöntemi, Bitcoin işlemlerini de “aptallık” olarak nitelendiriyordu ancak JP Morgan’ın geçtiğimiz ay iki büyük kripto borsası Coinbase ve Gemini’yi müşteri olarak kabul ettiği ortaya çıktı. Bu olay üzerine ABD Bankacılık Regülatörü “Office of the Comptroller of the Currency” (OCC)'nin üst düzey yöneticilerinden Brian Brooks "Biz Amerikan bankalarının sırf yeni bir teknoloji kullanıyorlar diye bazı şirketlere negatif ayrımcılık göstermesine karşıyız. Kripto olgunlaştıkça riski daha iyi yöneten ve regülasyonlara tam uyum sağlayan şirketler de ortaya çıkıyor ve bu şirketlerin bankacılık sorunu yaşamaması gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde bir açıklama yaptı. Bu noktada Brian Brooks’un Coinbase’in eski baş hukuk müşaviri olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Jack Dorsey’nin kurucusu olduğu Square’in Cash.App uygulaması üzerinden yapılan Bitcoin satışlarından elde ettiği komisyon geliri ise bu çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre %71, geçen yılın aynı çeyreğine göre ise %367 artarak $306 milyon dolara ulaştı ve ilk defa uygulamanın geleneksel para birimleriyle yaptığı işlemlerden elde ettiği geliri ($222 milyon dolar) geride bıraktı.
Tüm bu gelişmeler ve ürünler her ne kadar Covid-19 sürecinin yansımaları olarak ortaya çıksalar da aslında özellikle son 5 yıldır fintech alanında yaşanan ve bankacılık harici altyapılardan, son kullanıcı e-cüzdanlarına, yeni nesil dijital kıymetlerden anlık para transferi sistemlerine kadar çok geniş bir alanı kapsayan büyük ve global bir yıkıcı inovasyonlar silsilesinin sonuçları olarak düşünülmelidirler. Bu silsilenin tüm dünyada son hızla devam etmekte olduğunu ve önümüzdeki yıllarda daha da yenilikçi finans ürünlerinin ortaya çıkmasına yol açacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
KAYNAKLAR:
The second wave of Fintech disruption: Three trends shaping the future of payments