MARS’TA YAŞAMA BİR ADIM DAHA YAKINIZ
NASA’nın emektar robotundan bugünlere...
Hatırlar mısınız, bir zamanlar bir robot vardı: Opportunity. 2004’te başlayan hikayesi aslında NASA tarafından sadece 90 gün için tasarlanmıştı. Mars’a ulaşacak, bize bulabildiklerini ve toplayabildiklerini iletecek, sonra görevini tamamlamış olacak ve hepimiz gururlanacaktık. Ama Opportunity zamana direndi, kızıl gezegende 15 yılı devirdi, 45 kilometre yol aldı, görev adamı tanımını baştan yazdı. Binlerce fotoğraf yollayıp Mars’ın da bir zamanlar suya sahip bir gezegen olduğunu ispat ederek koca yürekli bir keşif robotu olarak insanlık için çalıştı.
Dünya, geride bıraktığımız Şubat ayında bu kahraman robotla vedalaştı. Haziran 2018’de kapıldığı kum fırtınasının ardından haber alınamaz olan cefakar Opportunity’nin görevine NASA tarafından resmen son verildi. Biz Oppy’den habersiz geçen yıllarımıza yanarken, şu sıralar bilim dünyası Oppy’nin mirasını yaşatmaya odaklanmış durumda.
Kısaca yeniden geçmişe dönelim, Opportunity’nin tarihe geçmesinin tek sebebi kendisine verilen görevle yetinmeyip, uzayın kasvetinden etkilenmeden bize selfie yollaması ya da bataryası erkenden bitmesin diye telsizini kapatarak gezmesi değil; elbette insanlığa kızıl diyarların ilk fotoğraflarını göndermiş olması, “Buralarda su var” diyerek tarihi değiştirecek bir adım atmasıydı.
Bu geçmişi unutmayan USC (Arid Climate and Water Research Center) araştırmacıları, yayınladıkları sonuçlarla Mars’ın derinlerinde hala su bulunabileceğini ve belli noktalarda yüzeye çıkabileceğini işaret ediyor.
Araştırmacılardan Essam Heggy ve Abotalib Z. Abotalib, gezegen üzerine yaptıkları çalışmayla, daha önceden kaynağı yüzeye yakın sanılan suyun aslında çatlaklar boyunca yol alarak, çok daha derinlerden geldiğini söylüyorlar.
Abotalib, Mars’ın dünyamızla benzer özellikler taşıyabileceğini ifade ediyor. Yüzeyde bulunan bazı kraterlerin, suyun yarattığı basınç sonucu oluşabilme ihtimali, Opportunity’nin yıllar önce yarattığı heyecanı yeniden canlandırıyor. “Çöl hidrolojisi üzerine yaptığımız araştırmalarımız, Mars hakkında bu sonuçlara ulaşmamızda önemli bir rol üstlendi. Sahra Çölü ve Arap Yarımadası’nınkine benzer bir yapıya rastladık, bu da Mars’taki keşfimizde bize yardımcı oldu.”
Heggy ise sonuçlardan yola çıkarak iki gezegen hakkında “Benzerlikleri anlamak, kendi gezegenimizin iklim değişikliğinin Mars’ınkiyle aynı yolu izleyip izlemeyeceği hakkında bize fikir verdi. Uzun vadede Dünya’nın geçireceği evrimi anlamlandırmak için Mars’ın almış olduğu yolu incelemek kritik bir önem taşıyor.” diyor.
Son araştırmalar söylüyor ki, olası su kaynakları yüzeyin 750 metre derinlerinden başlıyor olabilir. Heggy’ye göre bu derinlik, daha da derine inebilmenin yolunu bulmayı ve yeni su kaynaklarını aramayı gerektiriyor. Yani kızıl gezegenin gizemli derinliklerine inerken bizi gülümsetecek sürprizlerle karşılaşabiliriz. Bu noktada ister istemez akıllara yine emektar robot Oppy ve yolladığı son mesajda “Bataryam bitiyor ve etraf kararıyor.” demesi geliyor. Gezegenlerarası romantizmimiz son bulmayacak, Oppy’nin yıllarını geçirdiği Mars bir gün belki de ikinci gezegenimiz olacak. O güne kadar, Billie Holiday’den I’ll Be Seeing You şarkısı bize eşlik edebilir.