Mirgün Cabas: O ışık sana gelmiyorsa, sen ışığa doğru koş
Özgüven ve ışıltı, herkeste olabilir. Asıl önemli olan, bunu destekleyecek bilgi ve birikim.
Herkesin hayattaki yolunu bulma süreci farklı. Benimkisi kendimi keşfetme meselesinden ziyade, yapamayacağım şeyleri ayıkladıktan sonra elde kalanlara sarılmak oldu. İçinde teknik, matematik, fizik vs olan alanlarda yeteneğim olmadığını çok erken yaşlarda keşfettim. Sonra elde kalanlara baktım: Yazma çizme, konuşma, sosyal meseleler.... Bunları önüme koydum, alternatiflerime baktım: İngilizce öğretmeni mi olmak isterim, sosyolog mu, yoksa gazeteci mi? Seçeneklere bakınca gördüğünüz sonuç çıktı ortaya.
Deneme yanılma şart mı?
Başka alanlarda hiç vakit kaybetmedim. Bu, hem şans hem şanssızlık. Üniversite öğrencisiyken gazetede stajyer muhabir olarak çalışmaya başladım ve bu böyle devam etti. Şanssızlığı şu: Biraz daha dışarıda başka şeyler yapma, dünyayı görme, diğer iş alanlarını deneyimleme şansım olsaydı, o süreç bana görgü/bilgi/katkı sağlayabilirdi. Çok da üzülecek bir tarafı yok; o eksiği, eğer istersen, bir şekilde kapamak hem mümkün. Gazetecilik, insanı çok farklı yerlere sürükleyen, karşına başka hayatlar ve ilgi alanları çıkaran bir meslek. Benim için o açığı kapamak çok da zor olmadı.
Gazetecilik alanı içinde her şeyi yapmaya hazırdım, yaptım da. Televizyonda çok uzun süre farklı alanlarda çalıştıktan sonra deniz bitti. Bir fikir olarak seyahat programı geldi, üç arkadaş yaz boyunca motosiklet üzerinde Türkiye’yi gezdik. İnsan, yemek, manzara vs her şeyi çeke çeke gezdik. Program ikinci sezondayken bir derginin yayın yönetmeni olma teklifi geldi ve kabul ettim. Yeni bir meydan okuma ve uluslararası bağlantıları olan bir işti. Esnek düşünmek ve yapabileceklerinin sınırını genişletmeyi istemekle ilgili biraz. O alana girerken az bilgim vardı, her şeyi öğrenerek ilerledim. İyi bir üst kadro vardı, onlardan ve çalışma arkadaşlarımdan çok şey öğrendim. Dergicilik, içerik oluşturmaya dayalı bir şey olduğu için iyi kötü yazı ve fotoğraf seçmeyi öğreniyorsunuz. Doğru insanlarla çalışarak yoluna oturuyor her şey. İş seçmekten ziyade insan seçerek ilerledim ve uzun süre boyunca iyi geri dönüşümler aldım.
Her şeyin başı deneyim değil, çalışmak
En yetenekli olduğun alanda bile en önemli nokta şu: Çok çalışmak.
En iyi yaptığım şey, bana göre, televizyon. Buna rağmen, yayın yaptığım günler sabah kalkıp akşam yatarken karnımın ağrımadığı bir gün yok. 20 yılın sonunda her sabah o iç huzursuzluk ve karın ağrısıyla uyanıyorum. Bu, o gün yaptığımız işin iyi çıktığına inanana kadar sürüyor. Her zaman işin gereğinin çalışkanlık olduğuna inandım. Herkeste herhangi bir alanla ilgili özgüven veya ışıltı olabilir ama bunu gerçekten desteklemeyecek bilgin, birikimin olmazsa kendin için de başkaları için de büyük hayal kırıklığı olursun. Süper zekalı biri değilim, bazı konularda o ışık bana gelmiyor. Benim o ışığa doğru koşmam gerekiyor ki bir şey yapabileyim. Yoksa o ışık orada durur, “onu ilk ben görmüştüm” derim kalır, ben de adım attığım bir alanda rezil olduğumla kalırım.