Ofis tasarımları sayesinde nasıl daha “iyi” oluruz?
Pandemi çalışma hayatını önemli ölçüde değiştirdi. Uzaktan çalışma çalışanlara bir yandan esneklik ve konfor sağlarken, diğer yandan ise fiziksel, zihinsel ve duygusal zorlukları da beraberinde getirdi. Durum böyle iken "kurumsal wellness", "kurumsal wellbeing" kavramlarını daha sık duymaya başladık. Yeni çalışma dünyasında şirketler çalışanların sağlığını, mutluluğunu ve refahını işin merkezine alıyor.
Yapılan araştırmalar kendisini her anlamda iyi hisseden çalışanların diğer çalışanlara kıyasla daha yüksek performansa sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu da çalışan bağlılığını ve verimliliği artıyor. Ancak son aylarda yapılan anketler, evden çalışan kişilerin kendilerini sosyal yaşamdan izole hissettiğine işaret ediyor. Anketlerde çalışanların %70 ila %80’i evden çalışmanın psikolojileri üzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu bildiriyor. Her 4 kişiden 1’i ise duygusal tükenmişlik hissiyatına kapıldığını söylüyor. Ayrıca yine başka bir araştırmada ise çalışanların neredeyse 3’te 2’si sokağa çıkma yasakları ve evden çalışma sürecinde bir veya daha fazla yeni fiziksel sağlık sorunu yaşadığını aktarıyor. Dolayısıyla şirketler için mutlu bir çalışma ortamı sunmak giderek daha fazla önem kazanıyor. Yöneticiler şu sıralar “Çalışanların kendilerini daha iyi hissedeceği çalışma ortamını nasıl sağlarım” diye düşünürken, işte çalışanların sağlığını, gelişimini ve refahını destekleyen bir ofis tasarlamak için dikkat edilmesi gereken 4 başlık:
Esneklik ve çeşitlilik
Pandemi sürecinde uzaktan çalışmanın zorluğunun yanında avantajlarını da deneyimleyen çalışanlar artık ne zaman, nerede ve nasıl çalışacaklarına karar verebilecekleri hibrit çalışma modeli talep ediyor. Araştırmalar esnek çalışma modelinin çalışanın mutluluğunu, motivasyonunu, yeni bilgi öğrenme isteğini, yaratıcılığını, üretkenliğini, verimliliğini ve bağlılığını artırdığını gözler önüne seriyor. Bu noktada çalışma alanlarını çeşitlendirmek önem taşıyor. Çalışanlara merkez ofisten, evlerine yakın bölgelerde yer alan uydu ofisten ya da diledikleri yerden çalışma imkânı sunulması ekiplerin daha geniş bir ekosisteme erişimini sağlıyor. Etkinlik alanlarından dinlenme alanlarına, terastan bahçeye ve kafeteryaya zengin seçeneklere sahip çalışma alanları da çalışanların etkileşimini artırıyor.
Mola alanları
Evden çalışma sürecinde çalışanlar bilgisayar karşısında yenilen öğle yemeğinden sonra öğle molası saatlerinde evde spor yapmak ya da molalarını kısa yürüyüşler ile değerlendirmek gibi yeni alışkanlıklar kazandı. Bu davranış değişikliğinin çalışanların ofisten beklentilerini de etkileyeceği öngörülüyor. Yapılan bir araştırma molaların zihinsel yorgunluğu azalttığına ve bedensel, ruhsal zindeliği artırdığına işaret ediyor. Buna ek olarak uzmanlar iş ne kadar yoğun olursa birkaç dakikalık kısa molaların adaptasyonu ve üretkenliği artırmada önemli olduğuna vurgu yapıyor. Dolayısıyla gün içinde molalara izin veren politikalar çalışan sağlığına, mutluluğuna ve refahına katkı sağlarken, çalışanların işten kısa süreliğine uzaklaşmasına imkân sunan çeşitli mola alanlarına sahip ofislere yönelim artıyor.
Doğa vurgusu
Yapılan araştırmalara göre ayrıca, çevrelerinde daha fazla biyolojik çeşitliliğe sahip bireyler kendilerini daha mutlu ve huzurlu hissediyor. Başka bir çalışmada ise insanların açık havaya ve doğal ortama eriştiklerinde olumsuz düşüncelerden kurtulduklarına dikkat çekiliyor. Bu nedenle son yıllarda sıklıkla rastladığımız biyofilik tasarımlara izolasyon süreci bitince daha çok ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor. Tüm bunlara ek olarak insanlara doğayı hatırlatan renklere, mobilyalara ve nesnelere önümüzdeki yıllarda ofislerde daha çok rastlanacağı düşüncesi güçleniyor.
Kaldırılan sınırlar
Son olarak araştırmalara göre çalışma alanlarındaki sınırlar bireylerin kendilerini güçlü bir topluluğun parçası olarak hissetmelerinin önünde de engel oluyor. Çalışanların o günkü ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre kimi zaman izole bir alanda kimi zaman ise ortak çalışma alanlarında çalışmalarına imkân sunan ve farklı çalışma alanı ihtiyaçlarına yanıt veren yeni nesil ofis çözümleri çalışanları özgürleştiriyor. Bu da çalışan memnuniyetini artırıyor. Diğer taraftan özellikle yöneticilerin erişilebilir olduğu çalışma alanları aidiyet duygusunu perçinliyor. Sosyalleşmeyi destekleyen alanlara sahip ofisler ekip ruhunun getirdiği “biz” bilincinin ve ekiplerin iletişiminin artmasına yardımcı oluyor.
Kolektif House olarak bizler de her zaman hem şirketlerin hem de çalışanların güncel ihtiyaçlarına kulak vererek; her ihtiyaca uygun kurumsal, bireysel, dijital/inovatif çözümlerimizden en optimum kombinasyonları sunarak kurumların ihtiyaçlarını desteklemede öncü rol üstleniyoruz.