Z Kuşağı Çalışma Hayatımızı Daha İyi Hale Mi Getiriyor?
Z kuşağının 2025 yılına kadar OECD ülkelerinde iş gücünün dörtte birinden fazlasını oluşturması beklenmektedir. Bu nedenle işletmelerin Z kuşağının çalışan grubu olarak değerlerini ve taleplerini anlamlandırmak, muhtemelen önümüzdeki yılların en önemli konularından biri olacaktır. Aslında bu yeni iş gücü grubunun çalışma kültürünü tamamen yeniden tanımlayacağını tahmin etmek zor değil. Z kuşağının iş hayatından beklentileri çalışma kültürünü genel anlamda daha “insan” odaklı kavramlar lehine çevirmektir. Bu anlamda Z kuşağının üyeleri daha iyi bir iş yeri ortamı yaratmak için çalışma hayatının kurallarını yeniden düzenleyecekler gibi görünüyor. Gelin Z kuşağının gelecekteki iş hayatını nasıl etkileyeceğine birlikte daha yakından göz atalım.
Z Kuşağı Nedir?
Milenyum sonrası nesli sınıflandırmak için kullanılan Z kuşağı, her dönem olduğu gibi kendi dinamiklerine sahiptir.
- Z kuşağına mensup kişiler, internet ve dijital teknolojilerin tüm dünyada yükselişe geçtiği bir dönemde doğdukları için “dijital yerliler” olarak adlandırılırlar.
- Z kuşağı aynı zamanda üniversite diplomasına sahip ebeveynlerin çocuğu olmaları dolayısıyla bugüne kadarki en yüksek eğitimli jenerasyon olma eğilimine sahiptir.
- Z kuşağı, ırk ve etnik kültür açısından son derece çeşitliliğe sahip bir grubu temsil eder.
Tüm bu özellikler, Z kuşağının iş hayatı dinamiklerini değiştirmeleri için en önemli parametrelerdir. Elbette geleceğin iş hayatını belirlemek için Z kuşağının beklentilerine ve çalışma tarzlarına uygun Kolektif House sanal ofis, hazır ofis, coworking ve Kolektif Mini gibi esnek ofis çözümlerinden yararlanmanız şimdiden işinizi ileriye taşıyacaktır.
Z Kuşağının İş Hayatından Beklentileri Nelerdir?
Z kuşağının büyük çoğunluğu hala genç, ancak 2025 yılına kadar iş gücünün önemli bir kısmını oluşturacakları beklendiğinden onların çalışma hayatından beklentilerini anlamak çok önemli. Şimdiden seslerini duyurmaya başlayan Z kuşağının iş hayatından beklentilerini keşfederek çalışma yaşamlarındaki uzun vadeli etkilerini anlamlandırmaya başlayabilirsiniz.
Değer Odaklı Çalışma Yaşamı
Doğdukları günden itibaren farklı bakış açılarına ve ortamlara maruz kalan Z kuşağı üyeleri, değer odaklı çalışma prensipleri ile öne çıkarlar. Dolayısıyla bu kuşağın en ayırt edici özellikleri din, dil, ırk, cinsiyet, yaş, kimlik, kültür, engellilik, cinsel yönelim, bakış açıları ve görüşlerinden bağımsız olarak insanlarla bir araya gelmek ve çalışmaktır. Aynı zamanda Z kuşağı; işletmeleri ahlaklarına, değerlerine ve bunları nasıl hayata geçirdiklerine göre değerlendirme eğilimindedir. Bu beklentilerin çalışma ortamında karşılığı daha değer odaklı, vadetiklerini uygulayan, sosyal açıdan bilinçli ve şeffaflık ilkesi çerçevesinde hareket eden işletmeler olacaktır. Muhtemelen herhangi bir adaletsizliği, eşitsizliği veya düzensizliği ilk dile getiren kişiler olan Z kuşağı üyeleri, temel değerlerini yansıtan ve toplum için değer yaratmaya izin veren işletmelerde çalışmak isteyeceklerdir. Bu yeni neslin değer odaklı yaklaşımı, işletmenizin nasıl çeşitli, adil ve kapsayıcı bir örgüt kültürü yarattığınızı derinlemesine incelemesini gerektirecektir.
Bağlı ve Anlamlı İş İlişkileri
Z kuşağının hayatının önemli bir dönemi teknolojiye ve dijital platformlara bağlı şekilde geçmesine rağmen daha fazla insan etkileşimi ve anlamlı iş ilişkileri talep etmektedir. Bu tür bağlantılar Z kuşağına mensup çoğu kişiler arasında ana öncelik olarak sıralanır. Aynı zamanda bu kuşağa mensup kişiler, rehberlik, akıl hocalığı ve mentorluk konusunda daha fazla yönetsel geri bildirim alma arzusundadırlar. Çoğunluğu uzaktan çalışmayı tercih etse de Z kuşağı genel olarak ekip odaklı bir ortama değer verir ve çoğu zaman çözülemeyen zorluklarla karşılaştıklarında iş arkadaşlarının yardımına başvurma eğilimindedir.
İş Yaşam Dengesini Koruma
Y ve daha önceki kuşaklar, yoğun iş temposunun getirdiği tükenmişlik, mutsuzluk ve stres üçgenine hapsolmuş bir hayata tanık oldular. Ancak Z kuşağı, iş gücüne katılım konusunda hevesli olsa da iş dışında da sağlıklı ve refah bir yaşam kalitesini tutturmak konusunda son derece prensipli. Bu doğrultuda Z kuşağı iş hayatı içerisine dahil olduğunda mental ve fiziksel sağlıklarını zorlayan konular hakkında sınır koymaktan çekinmeyecektir. Üstelik internette akranları ile her konuyu özgürce tartışmanın vermiş olduğu özgürlük ve rahatlık hissiyatı ile sağlık, öz bakım ve iş-yaşam dengesi ile ilgili paylaşım deneyimlerini ve görüşlerini yayınlayabilirler. Sonuç olarak bu durum, kendilerini en üretken hissettikleri anda kalmalarına ve iş dışında da sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine izin veren işletmeleri seçmeleri anlamına gelir.
Teknoloji Odaklı Sistemler
Söz konusu “dijital yerli” Z kuşağı olunca teknoloji odaklı bir çalışma hayatından söz etmemek neredeyse mümkün değil. Takma adı bile teknoloji ile bağlantılı olan Z kuşağı, günün önemli bir kısmını sosyal medyada geçirdiği için sorunsuz çalışan sistemler konusunda son derece duyarlıdır. Bu doğrultuda iş akışlarını basitleştirmek ve üretkenliği artırmak için teknolojiyle zahmetsizce erişmek bu neslin önceliğinde yer alabilir. Sohbetler, video konferans ve e-posta yoluyla sürekli iletişim, bağımsız veya önceden planlanmış yüzyüze toplantılara tercih edilir. Bu doğrultuda işletmelerin sistemlerini uzaktan çalışma ve dijital göçebelik kavramlarına uygun olarak sorunsuz şekilde kurmaları gerekir. Teknoloji odaklı ortamı desteklemek için ekstra yazılım ve platformlardan yararlanmak da önemlidir. Tasarım açısından ise daha fazla şarj istasyonu ve daha az kablo ile mobil olması bir ortam yaratılması beklenir. Temassız ve otomatik teknolojileri sistemleri gibi üst düzey teknoloji entegrasyonları ile çalışma ortamları Z kuşağına uygun hale getirilebilir.
Hibrit Çalışma Ortamları
Yeterince uyuyup dinlenmenin, sağlıklı beslenmenin ve asıl mesleğin dışında bir yaşam sürmenin mümkün olduğu bir çalışma ortamı talep eden Z kuşağı için esnek çalışma ortamları son derece önemlidir. Pandemi ile birlikte tüm dünyanın alıştığı uzaktan çalışma koşulları, Z kuşağının bir ofiste fiziksel olarak bulunma zorunluluğunu reddetmesine yol açmıştır. Modern teknolojinin altyapısını oluşturduğu bu zihniyet karşısında çalışanları her zaman birbirine bağlayan ve gerektiğinde ofiste bulunmayı gerektiren hibrit bir çalışma geleneği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle şimdiden işletmelerden esnek ve uzaktan çalışmayı benimseyen hibrit ortamlar talep edilmektedir.
Sonuç olarak Z kuşağı, çalışma dünyasını daha iyi hale getiren yıkıcı değişimler ve dönüşümler yaratmaya kararlıdır. Dijital anlayışlı, yenilikçi ve cesur Z kuşağına şimdiden hazır olmak isteyen işletmeler, Kolektif House’ın sanal ofis, hazır ofis, coworking space, toplantı ve etkinlik gibi hibrit çözümleri ile işin geleceğine ayak uydurmaya başlamaktadır. Siz de işinizi çalışma hayatının yeni şekillenen düzenine göre kurgulamak ve çağın ötesinde olmak için Kolektif House iş çözümlerinden yararlanmaya hemen başlayabilirsiniz!