Alibaba ve Kırk Haramiler
Alibaba denince artık aklınıza “Alibaba ve Kırk Haramiler” hikayesi değil de Çinli e-ticaret şirketi geliyorsa yalnız değilsiniz. Alibaba ve benzeri Çinli internet şirketleri dünyanın en büyük ekonomik güçleri haline geldi. Şimdi Çin Komünist Partisi ile bu şirketler arasında “Alibaba ve Kırk Haramiler” hikayesi yaşanıyor.
Ekim 2020’de Alibaba’nın sahibi Jack Ma, Çin’in en önemli ekonomi zirvelerinden birinde Çinli regülatörlerin fintek işinden anlamadığını iddia etti. Tam da Alibaba’nın finansal kolu Ant Financial’ın dünyanın en büyük halka arzına hazırlandığı günlerde. Çin’in SPK’sı halka arzı yasakladı, Ant Financial’a bankalara benzer sermaye yeterliliği düzenlemeleri getirildi, sonra da rekabet hukuku soruşturmasından 2,8 milyar dolar cezaya çarptırıldı. Bir süre ortadan kaybolan Jack Ma, daha sonra yayınladığı videoda hayatının kalanını eğitim ve hayır işlerine adayacağını açıkladı. Ant Financial tüm verilerini Çin Merkez Bankası’yla paylaşacak ve yarısı devletin uygun gördüğü başka hissedarlara ait bir hissedarlık yapısı ile faaliyetlerine devam edecek. Çin Komünist Partisi ülkenin hızla gelişen internet şirketlerine “çöküyor” mu?
Bu soruya cevap vermek için Çin’deki internet şirketlerinin nasıl geliştiğini iyi anlamak lazım. Çin daha baştan Amerikan dijital kodamanları Facebook ve Google’ı yasaklamıştı. Amazon da Çin de tutunamadı. E-ticarette Alibaba ve sosyal ağlarda ise Tencent bir yanda koruma duvarları diğer yanda da dünyanın en büyük nüfusunun ürettiği sınırsız veri sayesinde hızla büyüdü. Çin’de ABD’nin 4 katı cep telefonu var. Alibaba ve Tencent e-ticaret ve sosyal ağlardaki pazar güçlerini Çin’in eski usul finansal sistemini dönüştürmeye kullandılar. Çin’de kredi kartı altyapısı da olmadığı için hızla cep telefonu ile ödeme altyapısı kurdular. Çin’de mobil ödeme sayısı bu işlerin başladığı 2015’ten beri üç kattan fazla arttı. ABD’deki sayının 50 katı mobil ödeme işleminden bahsediyoruz. Ödemeyi kredi ve tasarruf ürünleri takip etti.
Fintek işinde pazarın %95’i Alibaba ve Tencent’in eline geçti. Çünkü elinizde ödeme verisine ek olarak, mesela alışveriş verisi (Alibaba) veya sosyal ilişkilerinize dair veri (Tencent) varsa, bankalardan da başka finteklerden de daha iyi kredi risk analizi yapabilirsiniz. Bu iki şirket kullanıcı verisi üzerindeki hakimiyetlerini derinleştirerek kendi kalelerini o kadar sağlam kurdular ki, mesela Tencent’in mesajlaşma uygulaması Wechat’ten (bir nevi whatsapp) arkadaşınıza Alibaba’dan alışveriş linki göndermeniz yasak. Hal böyle olunca pazar yeni girişimlere iyice kapandı.
Çin’de Alibaba’ya karşı yapılanlar bir bakıma ABD’de Facebook’a karşı açılan soruşturmalardan ve yeni rekabet hukuku kanun tasarılarından farklı değil. Çinlilerin uygulama hızına hayran kalmamak da mümkün değil. Çin 2015’te dünyada iklim değişikliği konusunda lider ülke olmaya soyunmuştu, büyük ölçüde de başarılı oldu. Acaba rekabet hukuku alanında da lider olur mu göreceğiz. Öte yandan, Çin Komünist Partisi’nin vatandaşların hayatının kontrolünü bu şirketlerle paylaşmak istememesinin veya Parti içindeki klanların bu şirketlerin kontrolü üzerinden birbiriyle yarışının yaşananlarda etkisi olmadığını düşünmek saflık olur. Ülkemizde Çin’i takip eden yeterince uzman olmadığı için konuyu derinlemesine anlayamıyoruz.
Çin’in dijital kodamanları Alibaba ve Tencent. Türkiye’nin dijital kodamanları ise Facebook ve Google. Çünkü Türkiye’de Amerikan şirketlerinin yerli alternatifleri hem açık ekonomi hem de küçük ölçek nedeniyle gelişmedi. Gelişmesi de mümkün değil. Bu şirketler ellerindeki sınırsız kullanıcı verisini finansal uygulamalara girmek için kullandıklarında ne yapacağız? Daha temsilci şirketlere yerli müdür atamamışken, finansal uygulamalarda ulusal menfaatlerimizi korumaya gücümüz yetecek mi? O güne hazırlanmak için internet regülasyonlarında Türkiye’deki şirketler yerine global devlere odaklanmamız lazım.
Bu yazı Dünya Gazetesi’nde de yer almıştır.