Birinci sınıf bir yönetici olmak için sahip olmanız gereken 3 özellik
İş hayatının her adımında doğru kararlar almayı başaran ve engelleri başarıyla aşan bir yönetici olmak herkesin başarabildiği, en önemlisi iddia edebildiği bir yetenek değil. Gerçekten birinci sınıf bir yönetici yönetici olmak için sahip olunması şart özellikler mevcut. Peki özelliklerin en tepesinde hangileri yer alıyor?
Bu sorunun cevabını 2008'den bu yana süren "Project Oxygen" ile Google veriyor. Proje, 10 yıldan bu yan 10,000'den fazla yöneticinin iş hayatından derlenen verileri analiz ediyor. Performans değerlendirmeleri ve anketler gibi sayısız girdiği harmanlayan proje, muhtemelen modern günümüzün en önemli liderlik vasıflarını gözler önüne seren en kapsamlı araştırması.
Project Oxygen ile elde edilen sonuçlar, en iyi yöneticilerin üretkenlik, yaratıcılık ve etkinlik alanlarında 10 temel özelliği bulundurması gerektiğini söylüyor. Tabii ki bu özellikler liderlerin karakterlerine ve iş alanlarına göre değişiyor. Ancak üç tanesi var ki, kesinlikle tüm başarılı yönetici profillerinin temelinde yer alıyor. Kısaca neler olduğuna bakalım:
Yüksek Duygusal Zeka
Duygusal zeka hislerinizi yönetme yeteneği olarak özetlenebilir. Diğer insanların hislerini doğru bir şekilde tanımlayarak yönlendirebilmek de belli hedeflere ulaşmak adına kritik önem taşıyor. Duygusal zekanızın artması liderlik yeteneğinizin güçlenmesinde önemli bir rol oynadığı gibi başarılı bir yönetici olmanızın kapılarını aralıyor.
Duygusal zekanızın güçlenmesi, işyerindeki farklı durumlarda göstediğiniz davranışlar ve tepkilere yönelik dikkatinizi artırıyor ve kendinizi çok daha iyi analiz etmenizi sağlıyor. Aynı zamanda meslektaşlarınızın nasıl çalıştığını ve onları nelerin motive ettiğini çok daha iyi anlamaya başlıyorsunuz.
Yüksek duygusal zekanın diğer avantajları problem çözme yeteneklerinizi ve meslektaşlarınız ile ekip arkadaşlarınız arasındaki iletişimi güçlendirmesi. İletişimin güçlü olması güçlü bir ekip çalışmasının sağlanması ve başarının sürdürülebilir kılınması adına en kritik özelliklerden biri.
Güçlü Koçluk Yeteneği
Koçluk yeteneği her yeni nesil yöneticinin kendini geliştirmesi gereken bir özelliği temsil ediyor. Sebebi ise basit: Başarılı bir koçluk ile birlikte çalıştığınız insanların en iyi taraflarını öne çıkarabilirsiniz. Aslına bakarsanız bu başarılı yöneticiliğin merkezinde bulunması gereken özelliğin ta kendisi. İşyerinde başarılı bir koç haline gelmeniz insanların yönlendirilmesi gereken en spontane ortamda sizi belirleyici kılar. Meslektaşlarınıza koçluk ve kılavuzluk yaparak yeteneklerini en iyi şekilde ortaya çıkarmalarını ve kariyerinde ilerlemelerini başarabilirsiniz.
Başarılı bir yönetici olabilmek için rolünüze entegre edebileceğiniz birçok koçluk yeteneği bulunuyor. Yapıcı geri-bildirim sunabilir, çalışanların temel yeteneklerini ortaya çıkarabilir veya onları yaptıkları işe motive edebilirsiniz. Başarılı koçluk yapabilmek için en başta gelmesi gereken özelliğiniz ise işyerindeki diğer insanları aktif bir şekilde dinleyebilmek olmalı. Karşılıklı güveni inşa edeceğiniz başarılı iletişim ile koçluk ve yöneticilik rollerinizi de güçlendireceksiniz.
Karşınızdaki insanı aktif bir şekilde dinlemek suratına içtenlikle bakmak değil ancak gerçekten kendinizi tamamen ona odaklamaktan geçiyor. Kafanızdan geçen düşünce trafiğini tamamen keserek sadece karşınızdakini dinlemeniz ve ne dediğiniz anlamanız gerekiypr. Aktif dinleme sayesinde karşınızdaki insanın vücut dilini de daha iyi okuyabilir ve bazen bir anlamı kelimeler gerekmeden de ortaya çıkarabilirsiniz.
Güçlü Karar Verme Mekanizması
Başarılı bir yönetici hızlı ve doğru karar verebilme özelliğine sahip olmalıdır. Zamanınız kısıtlı veya baskı altında bile olsanız, doğru karar verebilmeniz engelleriniz ne kadar karmaşık veya zor olsa da başarılı olmanız için en önemli avantajı sağlar.
Güçlü karar verme mekanizmasının altında ise üç önemli faktör olduğu anlaşılmış: Bir durumu kişisel yargılar olmadan açıkça analiz edebilmek, ilişkili bilgileri derleyip değerlendirebilmek ve içgüdülerinize güvenmek.
Karar verme mekanizmanızı güçlü kılan bir diğer faktör, hislerinizi bir kenara koyarak durum değerlendirmesi yapabilmeniz. Karmaşık veya zor bir karar alınması gerektiği zaman genelde tecrübesiz yöneticiler kimin ne dediği, ne olması gerekirdi, ilk kim ne dedi gibi gereksiz karmaşaya kendini kaptırabiliyor. Ancak bunların hiçbiri önem taşımıyor.
Karar vermeniz gerektiği anda içinde bulunduğunuz durum ne olursa olsun, kişisel yargılar ve duygularınız tarafından yönlendirilmeyen mantıklı ve akla yatkın seçeneği tercih etmelisiniz.
Yukarıda bahsettiğimiz faktörlerin yanı sıra, karar verme mekanizmanızı geliştirmek için geri-bildirimlere ve eleştirilere kulak vermelisiniz. Bu aşamada, çalışanlarınızın ve ekip arkadaşlarınızın görüş ve düşüncelerini sormaktan asla çekinmemelisiniz. Bunu yaparken, karar verme sürecini geciktirmemeniz gerektiğini de not düşelim.
İçgüdülerinizi dinleyebilmek, bilimsel açıdan bakıldığında karar verme mekanizmanızı güçlendirmek için gerekli olan en son ve kritik faktör. Günlük hayatımızdaki tecrübelerimizin bilinçaltına aktardığı sayısız veriye dayanan içgüdüler kritik anlarda kafamızda yoğunlaşan bir enerji olarak belirebiliyor. Bu dürtüyü dinlemek, kritik anlarda doğru adım atmak için büyük önem taşıyor.
İç dünyanızın sesini daha iyi duyabilmek için yapmanız gereken de ara sıra kafanızı boşaltmak olmalı. Yürüyün, müzik dinleyin, videolara göz atın ve kafanızı rahatlatın. Nihayetinde, içgüdüleriniz her zaman sizinle olacak.