Damla Berberoğlu, Monlab Design
Gauidi meraklısı, Sicilya aşığı, patates kızartması düşkünü, mutfağa hevesli bir mimar neye benzerdi?
Kendini insanlara nasıl tanıtıyorsun?
“Helloo, Damla ben! Bu arada Monlab Design…” diye başlıyorum hemen, kendi işimi yaptığımdan beri çocuğum gibi ağzımdan düşmüyor.
Yaptığın işi nasıl özetlersin?
İnsanların en çok vakit geçirdikleri alanları; onların zevkleri, hobileri, tarzları ve ihtiyaçları doğrultusunda harmanlayarak, yerine ve dokusuna göre özel üretim yaptırdığım mobilya ile yaşayacakları alanlara dönüştürmek.
Çocukken en sık kurduğun hayal neydi?
Ev yapmak! Sürekli kırmızı çatılı evler çizerdim, ileride kendi evimi yapmanın hayallerini kurardım, şimdi o hayale doğru adım adım ilerliyorum. İnşallah günün birinde gerçekleştireceğim.
Yaşayan hangi tarihi ya da hayali çizgi kahramanla arkadaş olmak isterdin?
Son zamanlarda Gauidi’nin eserlerine ilgim daha da arttı. Vizyonunu ve hayal gücünü anlayabilmek için onu yakından tanımak çok isterdim. Tasarımlarının çıkış sürecine tanık olmak müthiş olurdu.
İşinin en heyecan verici kısmı ne?
Bir sürü insanla tanışmak, isteklerini hayal etmek, heyecanlarına ortak olmak ve hayallerini gerçeğe dönüştürmek benim için çok heyecanlı bir süreç.
İşte "şimdi çuvalladım" dediğin bir an oldun mu? Nasıl toparladın, üstesinden geldin?
Tabii ki oldu. Her zaman iyi gitmeyen bizi mutsuz edebilen milyonlarca şey olabiliyor, ben o an her şeyi bırakıp güzel giden şeylere tutunmayı tercih ediyorum.
Kötü geçen bir günün ardından eve gelip köpeğime sarılmak, hiçbir şey düşünmeden tüm negatifliğimi atmama yetiyor.
Kolektif House’ta farklı mesleklerden insanlarla aynı ortamda çalışıyorsun. Burada yaşadığın en tatlı anını anlatsana.
Arada sırada mutfağa merak sarıyorum, geçenlerde de ilk defa haşhaş/limonlu kek yaptım, Petra ekibine tattırdığımda yüzlerindeki gülümse çok şekerdi.
Yaşayabileceğin en mutlu günü anlatsana. Neredesin, ne yapıyorsun?
Sicilya’dayım. (Güneş gözlüklü emoji koymak istedim buraya!) Etna dağının eteklerinde ailem ve en yakın arkadaşlarımla çimlerde uzanmış şarap içiyoruz, harika bir günbatımı var.
Suçluluk duysan da vazgeçemediğin zevklerin?
Patates kızartması! Çok fena, standardım yok her türlüsünü yerim.
Hayat sloganın?
“Eat well travel often!”