Kolektif Storıes | Hasan Aslanoba
İş ve girişim dünyasının tanınan isimlerini ağırlayarak, sahip oldukları deneyimleri, çalışma hayatları boyunca yaşadıkları başarıları, başarısızlıklarından aldıkları dersleri, mutlulukları, bu yoldaki motivasyonlarını, onlara neyin ilham kaynağı olduğunu ve çok daha fazlasını konuştuğumuz Kolektif Stories etkinlik serimize konuk olan Aslanoba Capital’in kurucusu, melek yatırımcı Hasan Aslanoba’yla girişimcilik ekosistemine dair bir sohbet gerçekleştirdik.
Bir fikrin öldüğünü ya da iş yapmayacağını nasıl anlarsınız?
Burada en önemli şey ürün pazar uyumunun gerçekleşmesi. Startup'lar ikiye ayrılır. Ürün- pazar uyumunu gerçekleştirenler ve gerçekleştiremeyenler. Birim ekonomisini sağlayarak ürün pazar uyumunu gerçekleştirdiyseniz, iş ivmeleniyorsa çok büyük bir potansiyeli ifade eder. Fakat bir türlü ürünle pazarı birim ekonomisine uygun bir şekilde buluşturamıyorsanız o iş olmaz.
Peki bir işin umut vaat ettiğini nereden anlıyorsunuz?
Aslında biz fikirlere yatırımdan ziyade ekiplere yatırım yapıyoruz. Startup'ın başarılı olması için temel şart çok akıllı kişilerin bir araya gelmesi aslında. Çok tecrübeli ya da çok bilgili değil, çok akıllı insanların bir araya gelmesi lazım. Sadece akıllı olmak da yetmez; çalışkan, tek bir işe odaklı, çok tutkulu olmaları gerekiyor. Çünkü o startup yolculuğunda başına gelen her türlü duruma hazırlıklı olmalısın ve başına gelen sorunları hızlı bir şekilde anlayıp çözmek zorundasın. Çabuk bir şekilde inovasyon yapabilmek çok değerli.
İlk yatırımlarınızdan BiTaksi üzerine konuşalım biraz. BiTaksi'nin kurucusu Nazım Salur'la ilk nasıl bir araya geldiniz?
Yurt dışındaki araç çağırma modellerini duyuyordum. Sonra acaba ben bunu kendi şirketimde yapabilir miyim acaba dedim. Ekosistemdeki birkaç arkadaşıma da bahsettim. Onlarda bunu yapan biri var, diyerek BiTaksi'yi gösterdiler. Sonrasında Nazım'la tanışmak istedim. İlk başlarda Nazım pek sıcak bakmadı fakat birkaç kere görüştükten sonra yatırım kararında mutabık kaldık.
Peki Nazım Salur'da sizi etkileyen şey neydi?
Başta bahsettiğim girişimcinin karakterinden etkilenme fikrimin öne çıktığı dönemler daha sonra oluşmaya başladı. İlk etapta fikirlerden daha çok etkileniyordum. Eski ekonomide çalışan birçok insan gibi parlak fikirlerin her şey olduğunu zannediyordum. BiTaksi olayında Nazım'ı o kadar tanımıyordum fikirden ilk etapta çok etkilendim. Şansımıza tabii mükemmel bir girişimciye denk geldik. Fakat o dönemlerde fikirden ve pazarın büyüklüğünden daha çok etkileniyordum. Tecrübelendikçe her şeyin ekip olduğunu anladım.
Yatırım yaparken çoğunlukla neye dikkat ediyorsunuz?
Yatırım kararlarım %60 %70 ekiple ilgili. Özellikle son dönemlerde güçlü teknolojiler daha çok ön planda haliyle ekiplerin önemi daha da artmış durumda. Yapay zeka ve Blockchain'de çok iyi mühendislere ihtiyaç var. O nedenle ben son dönemde birçok konuşmamda bahsediyorum; matematikçilerin çağı başlıyor! Eğer matematikten anlıyorsanız çok şanslısınız. Çünkü her şey algoritmalara ve büyük data analizine doğru kaymaya başladı. Artık yatırım yaparken karşıdakinin teknolojiyi ne kadar anlayıp kullanabildiğine bakmaya başladım. Eskiden iş modeli bazlı değerlendiriyorduk işleri şimdiki gibi teknoloji bazlı değildi. Şimdi iş giderek üst teknolojilere doğru evrilmeye başladı. O nedenle bu işlerden gerçekten anlayan kişilerin yaptığı yatırımlara dahil olma eğilimindeyim.
Benim portfoyümde çok temel bir konu var: en başarılı olan girişimlere baktığınız zaman hemen hemen hepsi global. Gelirlerinin %80'ini dışardan kazanıyorlar. Türkiye'de başlamışlar ama gelirlerinin çoğunu yurt dışından kazanıyorlar. Birinci günden itibaren global olarak başlayabilirler. Insider bunun en güzel örneklerinden bir tanesi.
Şu anda dijital emperyalizm dönemindeyiz. Sonrada blockchain'le networkler çağı başlayacak.
Yaptığınız işleri ve yatırımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yapmış olduğum işten son derece memnunum. Yatırımlar anlamında çok doğru bir iş yaptığımı düşünüyorum. Tabiki batan yatırımlarım da oldu ama batmış olanlar da bile düşüncem hep, denendi, sonuna kadar gidildi oldu. Asıl pişmanlığım kendi girişimlerimle ilgili. Ben hem yatırımcı hem de aynı zamanda birkaç farklı işte girişimci olabileceğimi düşündüm. Bu hiç çalışmadı berbat bir fikirdi! Ve bunu zor yoldan öğrendim. Erikli'de çok büyük bir başarı hikayesinden sonra kendi girişimlerimde başarısız oldum. Bunu tabii sorguladım neden böyle oldu acaba diye ve hep aynı sonuca vardım: Odaklanamamak! Bir işe ayırdığınız zaman, emek, akıl gücü ve odaklanma çok önemli. 2018'de en son girişimimi de kapattım. Şu anda sadece yatırım yapıyorum. Bir şeye odaklanamıyorsanız o işten ne kadar akıllı olursanız olun bir şey olmaz!
Sizce Tazedirekt'te yanlış giden şey neydi?
Bazı projeler küçük yatırımlarla olmuyor. Tazedirekt 100-200 miyon dolar yatırıp 1milyar dolarlık bir değer yaratabileceğiniz bir proje olmak durumunda. Çok ağır yatırımları vardı. Tazedirekt'in baştan sona çok devasa bir operasyon süreci vardı. Bu tür projeler 15-20 milyon dolarlarla bir yere gelmiyor. Uzun süre çok ciddi paralar kaybetmeyi göze almanız gerekiyor. Çünkü tüketici alışkanlığını değiştiriyorsunuz, büyük ölçeğe ulaştığınızda satın alma maliyetleriniz de ona göre oluyor. Ben bu işi daha az bir rakamla yapabileceğimi düşündüm.
En büyük pişmanlıklarımdan birisi hem yatırımcı olup hem de girişimci olmaya çalışmak!
Son dönemlerde yatırım yapmıyorum. Sadece yurt dışında yaptığım deneysel 25-50 bin dolarlık yatırımlarım var. Amacım; çok daha farklı iş modellerine açık olmak ve öğrenebilmek. Ben bugüne kadar 83 milyon dolar yatırım yaptım. 127 farklı işe yatırım yaptım. Tüm bunların defterdeki değeri 126 milyon dolar. 5 senenin sonunda %52 kar gözüküyor. Böyle bir portfoyüm var bu işin sonunu ben de merak ediyorum. Daha bir 5 sene daha sabretmek gerekiyor. 2018'in ilk 10 yatırım alan şirketler listesinde ilk 5 tanesi benim yatırım yaptığım şirketler.
Yurt dışında da Türkiye'de de yatırımlarınız var. Baktığınız zaman bizim temel karakterimiz nedir? Girişim ekosistemini nasıl yorumluyorsunuz?
Girişimci davranışı olarak çok bir farklılık yok. Bizim dna'mız farklı değil. Daha akıllı veya daha az zeki değiliz. Ama yatırımcı fırsatları anlamında eksikliğimiz var. Dediğim gibi bugün çok iyi ekipler birinci günden global olabilir. Özellikle yeni teknolojilerin açmış olduğu muazzam bir pencere var şu anda. Blockchain ve yapay zeka daha önce bahsettiğim gibi. Gerçi Blockchain'in tam oturması için bir kaç senesi daha var bence. Yapay zeka uçtu gitti zaten. Baktığınız zaman dikkat çeken birçok girişim farklılığını yapay zeka üzerine kurmuş.
Türkiye'yi girişimcilik anlamında kendi rakamlarımızla geçmiş yıllarla mukayese ettiğimizde aslında 2018 hiç fena bir sene olmadı. Exit anlamında zaten uçtu gitti. 1.4 milyar dolarlık exit gerçekleşti. Ama dünyaya göre Türkiye ne durumda dersek gerideyiz... Bu fark gittikçe de açılıyor.