Muhsin Akgün: Diren, bildiğin yoldan şaşma
Hayatta önüne köprüden önceki o son çıkış gibi seçenekler düşüyor. Sen hangi sapaktan sapacaksın?
Fotoğrafçılık gibi bir mesleğe ileride 20’nci yılını kutlayacağını planlayarak başlamıyorsun. Bir şekilde hobimi yapıyor, hobimden para kazanmanın tadını çıkarıyordum. Belki de bu yüzden, hâlâ - bir şekilde - aynı coşkuyla yapabiliyorum bu işi. Şartlarını kendin belirlemen, bir başka önemli faktör.
Başta herkes kendi doğrusunu bastıracak...bu çok normal.
Başa çıkması kolay biri durum değil. Okulda Mehmet Hoca vardı. Bize demişti ki: ''Makinanız sürekli yanınızda olsun, yakaladığınız her şeyi çekin.'' Kolay değil, elindeki para kısıtlı, her çektiğini basamıyorsun. Sonra amcam Çetin geldi. Dedi ki: “Ne bu böyle elinizde makinalar, her önünüze geleni çekiyorsunuz. Bir kurgusu olmalı çektiğiniz karenin.” Baktım, olacak gibi değil, ikisini de dinlememeye, ne yapmak istiyorsam onu yapmaya karar verdim. Kendime bir alan belirledim, portre karelere yöneldim.
İlk başlarda şartını dayatamayacaksın, bu çok normal. Böyle bir gücün yok çünkü. Direnmen ve bildiğinden vazgeçmemen önemli. Hayat, tercihlerden ibaret.
Daha fazla para kazanmak her zaman daha tatlı bir seçenek. Böyle bir şık olmasına rağmen, sadece inandığın ve içine sinen işlere imza atmak adına 5 sene boyunca daha az para kazanmayı göze alabilir misin? Hayatta önüne yollar çıkıyor, köprüden önceki o son çıkış gibi, seçenekler düşüyor: Sen hangi sapaktan sapacaksın?
“Yetenek mi, şans mı...” konusuna gelince...
Şans geldiğinde ne yaptığın önemli; karşına çıkan gerçekten bir şans mı değil mi onu nasıl değerlendirdiğin önemli. Şans geldiğinde yetenek devreye giriyor. Şans gelmezse yeteneğini gösteremeyebilirsin.
Hobini işe dönüştürmenin belli bir matematik formülü yok. Nerede, ne zaman başladığının ve kimi tanıdığının önemi neredeyse sıfır. Fotoğraf okurken de fotoğraftan mezun olurken de ilk para kazandığım işi yaparken de bu işi 20 yıl boyunca yapacağımı planlamadım. Yavaş yavaş şekillenir her şey. İstesen de her adımını planlayamazsın.
Yapmak istediğin iştir önemli olan. 2007’ye kadar ticari işlere yanaşmadım. Afiş çekmedim mesela. Portre çekerken belli bir tarzım vardı ve o tarz kabul görene kadar bekledim. Büyümek, ekip yaratmak, “etrafımda insanlar çalışsın” durumuna girmek, “o gelsin, bu gitsin” tadında çalışmak gibi bir derdi olmayınca, ‘5 yıl sonra şurada olacağım’lara takılmayınca, sadece ve sadece yapmak istediğin tarzda bir iş çıkarmaya odaklanınca her şey kendiliğinden gelişiyor zaten. Bu kadar basit.