#OpenToWork: Pandemi işe alım sürecine bakış açısını nasıl etkiledi?
COVID-19 salgını şirketlerin iş yapış şekillerinde olduğu kadar işe alım süreçlerinde de köklü değişiklikleri beraberinde getirdi. Salgınının dünya genelinde yayılma hızının arttığı mart ayında şirketler yıllardır öteledikleri uzaktan çalışma politikalarını bir gecede raftan indirirken, yöneticiler uzaktan çalışmanın iş süreçlerini yavaşlatmanın, azaltmanın ya da durdurmanın aksine pek çok fayda sağladığının farkına vardı. Böylece salgın öncesinde küçük adımlarla gelişim gösteren esnek çalışma trendi bugün gelinen noktada yeni normal olarak çalışma kültürünün merkezine yerleşti. Dolayısıyla yeni iş gücü yapılarına karar verme, planlama, çalışanların başarısını artırma ve çalışanları düzenli olarak bilgilendirme konularında İnsan Kaynakları (İK) Yönetimi şimdi her zamankinden daha değerli.
Peki daha mutlu, daha verimli, daha üretken çalışanlar; daha düşük işletme maliyetleri ve önemli çevresel faydalar göz önünde bulundurulduğunda esnek çalışmaya geçiş şirketlerin İnsan Kaynakları (İK) politikalarını nasıl etkiledi, bakış açısını nasıl değiştirdi? 3 başlık atında inceleyecek olursak;
İş hayatının yeni normali: Esnek çalışma
Deloitte tarafından pandemiden önce yapılan bir araştırma, konum ve çalışma saatleri açısından esnekliğin gençler için çalışma hayatında en önemli üçüncü faktör olduğunu gözler önüne serdi. Araştırmaya göre Y kuşağının ve Z kuşağının neredeyse yarısı bir kuruluşta çalışıp çalışmamayı seçerken uzaktan çalışma koşulunu “çok önemli” olarak nitelendirdi.
Günümüzde merkez ofislerden, uydu ofislerden ve evden çalışabilme esnekliği sunan uzaktan çalışma hem işverenler hem de çalışanlar tarafından daha çok gerekli görülüyor. Örneğin; Facebook’un Kurucusu Mark Zuckerberg, mayıs ayında yaptığı bir açıklamada şirketin yaz aylarından itibaren uzaktan işe alımları agresif bir şekilde başlatacağını söylemişti. COVID-19 salgınının etkisiyle uzaktan çalışma iş ilanlarındaki ve iş arayan davranışındaki değişimi anlamak için LinkedIn’in 1 Mart - 31 Mayıs tarihleri arasındaki verileri üzerinden yapılan analize göre ise dünyanın dört bir yanındaki işverenlerin yeni gerçekliğe uyum sağlamasıyla şirketlerin uzaktan çalışacak ekip arkadaşına yönelik iş ilanları 3 ayda yaklaşık 3 katına çıktı. Söz konusu dönemde uzaktan çalışmaya olanak sağlayan iş ilanı aramalarında yüzde 60 artış yaşanırken, bu ilanlara başvurular da 2.3 kat artış gösterdi.
Sınırlar kalkıyor, yetenek avı başlıyor
Öte yandan esnek çalışmaya artan yönelim şirketlerin merkezlerinden farklı illerden veya ülkelerden yetenekleri işe almasının da önünü açtı. Uzmanlar, kurumlar için esnek çalışma ve esnek ofis modellerinin beraberinde getirdiği en önemli avantajlardan birinin sınırların kalkması ve yetenek havuzunun daha da genişlemesi ile kalifiye çalışan bulma konusundaki sıkıntının aşılması olduğuna işaret ediyor.
Yetenek tabanı bir coğrafi bölgeyle sınırlı olmadığında proje olanaklarının da katlanarak büyüdüğüne/genişlediğine vurgu yapan uzmanlar; bunun ayrıca tam zamanlı ya da yarı zamanlı iş birliği yapma olanağı tanıdığına ve hayata geçirilecek projeleri hayal edilenin de ötesine taşıyacak kreatifler, stratejistler veya dijital uzmanlarla çalışabilmek anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Uzmanlar İK yöneticilerine son olarak ise “Başarılı bir uzaktan çalışma için personele tavsiyeler vermekten kaçınmayın ve uzaktan çalışmaya yönelik en iyi uygulamaları yeni ve eski çalışanlarınızla mutlaka paylaşın. Herkesin ihtiyaçlarının farklı olduğunu da asla unutmayın” uyarısında bulunuyor.
Ofis alanlarına “küçük” ve “büyük” dokunuşlar
Yapılan araştırmalara göre salgının ardından çalışanlar, ailelerine daha yakın kalma ve daha iyi bir iş/yaşam dengesi oluşturma arzusuyla her zamankinden daha fazla motive oluyor. Şirketler ise bu isteği göz ardı etmeksizin talepleri karşılama noktasında çalışmalarına hız verirken, merkez ofislerin yanında insanların yaşamak istedikleri yere ya da yaşam alanlarına daha yakın uydu ofis alanları sunmak için de planlarını yavaş yavaş hayata geçiriyor.
Uzun vadeli ofis alanı kiralama yeni çalışma dünyasında giderek eski moda görülürken, şirketler kısa vadeli sözleşmelere yöneliyor ve ofis alanlarındaki çalışan sayısındaki artışa/azalışa göre yukarı veya aşağı yönlü esnetilebilen ofisler yoğun ilgi görüyor. Buna ek olarakşirketlerin olası büyüme ve küçülme kararları doğrultusunda herhangi bir ön yatırım gerekmeksizin ihtiyaçlarına hızlı yanıt verebilen yeni nesil esnek ofis çözümlerine de talep günden güne artıyor.
Özetle; COVID-19 salgını sonrası İK, şirketlerin yeni gerçekleri yönetmelerine yardımcı olmada her zamankinden daha büyük bir role sahip olacak. Artan uzaktan çalışma, yeni iş-yaşam dengesi, idealler ve ölçümlemeye ilişkin değişim ile işin geleceği alıştığımızdan çok daha farklı görünecek.