Pandemi ile hangi nesil daha iyi başa çıkıyor?
Dünya Sağlık Örgütü’nün COVID-19’u pandemi olarak ilan etmesinin üzerinden neredeyse 1 yıl geçti. Hayatın ne zaman normale döneceğini ya da salgının yaşamımızda ne tür izler bırakabileceğini hâlâ hiçbirimiz bilmiyoruz. Sadece “1 virüsün” dünyamızı nasıl yeniden şekillendirebileceğini hep birlikte yaşayarak öğreniyoruz.
Uzmanlar pandeminin tüm kuşaktan insanlar üzerinde kalıcı bir etkisi olacağını belirtiyor. Araştırmalar ise özellikle de iş hayatında değişime karşı gösterilen dirençte veya dönüşümü kabullenmede kuşaklar arası farklılıklar olduğunu gözler önüne seriyor.
Bugün gelinen noktada her 10 çalışandan 8’i esnek çalışmanın kalıcı olmasını bekliyor. Peki pandemi çalışma hayatında kuşakların beklentilerini nasıl şekillendiriyor? Salgın ile hangi nesil daha iyi başa çıkıyor? Hangi kuşak ne gibi zorluklar yaşıyor?
Yeni normale adaptasyon
Yapılan son araştırmalara göre Y kuşağı uzaktan çalışmanın yerleşeceğine Z kuşağına kıyasla daha iyimser bakıyor. Y kuşağının yaklaşık yüzde 80’i esnek çalışmanın iş hayatının yeni normali olacağına inanırken, bu oran Z kuşağında ise yüzde 70’ler seviyesinde kalıyor. Kuşak fark etmeksizin çalışanların dörtte üçü ise pandemi sonrasında uzaktan ya da esnek çalışma seçenekleri kendilerine sunulduğu takdirde bulundukları iş yerinde daha uzun süreli çalışabileceklerini belirtiyor.
Tamamen evden çalışmaya her iki jenerasyon da temkinli yaklaşıyor. Hatta Z kuşağı Y kuşağına göre daha mesafeli. Z kuşağı evden çalışmanın verimliliklerini baskılayabileceğini ifade ederken, Y kuşağının yüzde 40’a yakını evden çalışmanın da bir seçenek olabileceğini söylüyor. Uzmanlar Z kuşağının kariyerinin çok başında olduğuna dikkat çekerek, sorunlar karşısında uzaktayken kendilerini daha savunmasız ve yalnız hissedebileceklerine, ayrıca sosyal etkileşime daha çok ihtiyaçları olduğuna işaret ediyor. Y kuşağı için ise esneklik yalnız bugün değil geçmişte de temel iş yeri beklentisi olarak göze çarpıyor. Bu jenerasyon gelecek nesli daha esnek çalışma koşullarının beklediğine inanıyor.
Uzmanlara göre Z kuşağının beklentileri: Esneklik, katılım, yaratıcılık, yenilikçilik ve küresel bir çalışma atmosferi. Aynı zamanda yaşam boyu öğrenme, çoklu kariyer ve girişimcilik de bu jenerasyonun olmazsa olmazları arasında. Y kuşağı için de benzer beklentiler söz konusuyken özellikle esneklik beklentileri ve online eğitimlere yönelimleri de oldukça fazla.
Eğitim & kaynağa erişim
Uzmanlar Y kuşağının geleneksel yöntemlere kıyasla neden online eğitimi tercih ettiğini ve bu yönteme nasıl bu kadar hızlı adapte olabildiğini grubun geçmişine bağlıyor. Bilindiği gibi 1980’lerin başı ile 1990’ların ortalarında doğan Y kuşağı teknolojinin hızla geliştiği bir dünyada peş peşe gelen krizlerle birlikte geleceğe dair belirsizliklerin yoğun olduğu bir süreç yaşadı. Bu süreçte bir yandan fırsatların ortaya çıkmasını beklerken diğer yandan da kendilerini geliştirmek için eğitimlerine devam ettiler. Dolayısıyla birçoğu pandemi öncesinde de online öğrenmeyi deneyimlemişti. Ayrıca Y kuşağı büyük teknolojik değişikliklere de alışkın oldukları için güncellemelere ve yeniliklere de hızla adapte oluyorlar.
Z kuşağına baktığımızda ise bu nesil ise eğitimlerinin bir bölümünü halihazırda online olarak deneyimlemişti. Dolayısıyla da X, Y ve Z jenerasyonları arasında e-öğrenmeye en mesafeli grup X olurken, Z kuşağı ise online eğitime en açık grup olarak dikkat çekiyor. Artık “0 deneyim sahibi” olmayan bir Y kuşağının yanında iş hayatına atılan Z kuşağı iş becerilerindeki eksikliklerin son derece farkında olmakla birlikte boşluğu kapatmaya da oldukça istekli.
Öte yandan internet ile büyüyen ilk nesil olan Y kuşağı masaüstü uygulamaları kullanımında ustalaşırken, telefonlarında çok daha fazla zaman geçiren Z kuşağı ise mobil uygulamaları daha çok tercih ediyor. Bu nedenle de online eğitimlerin öğrenmeye hevesli ve motive bu nesle ulaşabilmek adına mobil uygulamalara da yönelmeleri gerekiyor.
Sonuç olarak; pandemiyle birlikte hız kazanan dijital dönüşümün yanı sıra artan mobilite her kuşakta alışkanlıkları ve beklentileri değiştiriyor. Bu iş hayatına ve işin doğasına da etki ediyor. Önümüzdeki dönemde esnek çalışma uygulamaları ve esnek ofis çözümleri ile çalışanların bir topluluk duygusu hissetmelerini sağlamak, kendilerini bir ekosistemin içine dahil edebilecekleri ilgi çekici bir işyeri ortamını sağlamak, yeni nesilleri işin geleceğine dahil etmenin ve yetenek yönetiminin anahtarı olacaktır.