Sektörler pandemiden nasıl etkilendi ve girişimcileri neler bekliyor?
Koronavirüs iş dünyasında dengeleri neredeyse bir gecede değiştirdi. Kimse bu krizin ne kadar süreceğini ve salgının gerek toplum gerekse ekonomi üzerinde etkisinin boyutlarının ne olacağını henüz tahmin bile edemiyor. Dünyanın en önemli girişim sermayesi fonlarından Sequoia Capital kısa bir süre önce yatırım yaptığı girişimlere “Coronavirus: The Black Swan of 2020” başlıklı bir makale gönderdi. 3 bölümden oluşan makalenin ilk bölümünde “sağlıklı ve güvenli kalın” mesajı verilirken, ikinci bölümünde gelirler, tedarik zinciri ve seyahatlerde yaşanacak aksaklıklara dikkat çekildi. Makalenin son bölümünde ise şirketlerin maliyetleri düşürmeleri, nakit tasarrufu yapmaları tavsiye edilirken, satış tahminlerini de revize etmeyi düşünmeleri gerektiğine işaret edildi. Makalede ayrıca birçok şirketin ilk çeyrek hedeflerine ulaşamama riskiyle karşı karşıya kaldığı vurgulandı.
Hiç kuşkusuz bu trajediden yara alacak sektörler olduğu gibi bu dönemde yükselişe geçen sektörler de olacak. Financial Times’ta yer alan bir makalede küresel piyasalarda artan endişelere rağmen birçok teknoloji şirketinin koronavirüs salgınının sonucu olarak giderek dijitalleşmekte olan bir dünyada artan ihtiyaçlar doğrultusunda işe alımları hızlandırdığına vurgu yapılıyor. İnsanların eve kapandığı bugünlerde görüntülü görüşme uygulamalarına talep yoğun bir şekilde artarken, ABD borsalarının tepe taklak olduğu salgın süresince Zoom uygulamasının piyasa değerinin son 2 ayda 2’ye katlanması dikkat çekiyor. Öte yandan 7’den 70’e çok sayıda kişinin çevrimiçi oyunlara yöneldiği görülürken; Amazon, Google, Apple ve Microsoft gibi küresel devlerin hizmetleri de bu dönemde yoğun talep ile karşı karşıya.
Ancak maalesef bu kadar şanslı olmayan sektörler de mevcut. Örneğin Amazon’un 100 bin kişiyi işe alacağını açıklaması bir yana gıda marketleri dışında büyük perakende zincirleri mağazalarını kapatırken özellikle küçük ve orta ölçekli perakende şirketleri ise ciddi kayıplar yaşıyor. Yine süreçten en çok etkilenen sektörlerin başında otomotiv, turizm, yeme içme, eğlence sektörleri gelirken, hava trafiğinde yaşanan yavaşlama ile birlikte havayolu şirketleri de zor günler geçiriyor.
Hal böyleyken de sadece birkaç ay öncesine kadar startup’ların aşırı değerlenip değerlenmediğine dair haberlerle gündemde yer alan girişimcilik ekosisteminde şu günlerde gözler bu tsunami dalgasından çıkış yolları aramaya çevrilmiş durumda. Peki bu süreçte startup ekosistemini neler bekliyor ve süreci en az zararla atlatabilmeleri için girişimcilerin nelere dikkat etmesi gerekiyor? 5 ana başlıkta bu sorulara yanıt aramak gerekirse;
İyimserliği şimdilik bir kenara bırakın: Öncelikle belirtmeliyiz ki; gelir tahminlerinde startup’lar genel olarak iyimser olma eğilimindedir. Ancak koronavirüs felaketinin neden olduğu talep yıkımı pek çok sektörde gelirleri önemli ölçüde aşağıya çekiyor. Dolayısıyla gerçekçi gelir beklentileri belirlemek adına girişimcilerin mevcut müşterilerini, gelir tahminlerini ve iş modellerini ayrıntılı bir şekilde gözden geçirirken, maliyetleri de objektif bir şekilde belirlemesi gerekiyor. Unutmayın dozunda bir karamsarlık fikirleriniz ya da girişiminizi baskılayacak bir durum değildir aksine ürün veya hizmetinizi satabileceğiniz yeni kanallar tasarlamak için sizi beyin fırtınası yapmaya teşvik edecektir.
Ayağınızı yorganınıza göre uzatın: “Zor günler için bir miktar paranızı kenara koyun” tavsiyesini çocukluğunuzdan bu yana şüphesiz büyüklerinizden defalarca duymuşsunuzdur. İşte startup’lar için de o gün bugün! Kasanızdaki para ile en az altı ila dokuz ay süresince işinizi nasıl sürdürebileceğinizi planlayın. Şayet elinizde yeterince para yok ise harcamalarınızı nasıl azaltabileceğinizi ya da gelirlerinizi nasıl artırabileceğinizi masaya yatırın. Sonuç olarak; yasal zorunluluk olan vergilerin, çalışan ücretlerinin ve tedarikçi/müşteri ödemelerinin sağlıklı bir şekilde yapılacağı şekilde nakit dengenizi gözden geçirmenizde fayda var.
Filmi ara ara başa sarın: “Her ne pahasına olursa olsun büyüme” her ne kadar yeni bir beklenti olarak karşımıza çıkmasa da yatırımcı kanadında bu odaklanma kriz süresince dramatik şekilde artabilir. Dolayısıyla yatırımcıların toleransı daha da düşecek ve girişimlerden de kârlılığa ilişkin güvenilir bir yol haritası göstermeleri istenecektir. Bu noktada girişiminize ilk adımınızı attığınız günleri hatırlayın. Henüz kâra geçmediğiniz, yatırım almadığınız ürününüzü ya da hizmetinizi satmak için ağızdan ağıza pazarlama ya da sosyal medya kanallarını kullanıp adım adım network oluşturduğunuz o günlere geri dönün. Pazarlama taktiklerinizde daha yaratıcı olun.
Her kuruşunuzu son kuruşunuzmuş gibi harcayın: COVID-19 salgınının süresine ilişkin tahminler yapılmaya çalışılsa da sürecin ne zaman biteceğini net bir şekilde söylemek imkânsız. Böylesi belirsizlik dönemlerinde ayakta kalabilmek adına kulağa hoş gelmese de her kuruşunuzu sonmuşçasına harcayın ve bu zihniyeti benimseyin. Bilmenizi isteriz ki; Lehman Brothers’ın çöküşü ile başlayan ve dünya ekonomisini sarsan 2008 krizinde ve takip eden kriz yılları boyunca hayatta kalmak pazar hakimiyetinden çok daha önemliydi. Bu süreçte ayakta kalan girişimlerin ve küçük işletmelerin ortak noktası ise hayatlarını tehdit eden riskleri almamalarıydı. Dolayısıyla startup’ların da bu dengeyi bozmamak adına gerekli adımları atmaktan çekinmemesi gerekiyor.
Yatırım aslanın midesinde: Girişimler için yatırımcı bulmak işin en zor kısmı gibi görünse de koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan süreç yatırım turlarını da baskılıyor. Birleşme ve satın alma faaliyetlerinde düşüş beklenirken, kimse bu sürecin ne zaman normale dönebileceği hakkında ise bir öngörüde bulunamıyor. Dahası belirsizliğin bu kadar arttığı bir süreçte yatırımcılar kendilerini korumaya çalışırken; bu tip çalkantılı süreçlerde tipik olarak mevcut yatırımları azaltma hatta durdurma eğilimine girebiliyor. Ayrıca, bu dönemde yatırımcılar arasında fonlamaya devam etme/etmeme kararında da bölünmeler ve gerginlikler yaşanması olağan. Sonuç olarak; startup’ları yatırımcıların yatırım kararı alma noktasında daha dikkatli olacağı ve bunu uzun sürece yayacağı günler bekliyor. Bu dönemde girişimcilerin uzun bir süre yatırım alamayacakmış gibi bir mali strateji belirlemeleri yararlı olacaktır.
Unutmayın yarın olacak! Tüm bunlar sona erdiğinde ise süreci nasıl yönettiğiniz ile hatırlanacaksınız. Dolayısıyla girişiminizi samimiyet ve hassasiyet sınırları içerisinde yönetin. Bu, her şey normale döndüğünde ve yeniden etkileşime geçtiğinizde yatırımcıların takdirini kazanmanızı sağlayacaktır.
KAYNAKLAR: