2020'nin geri kalanını hangi trendler şekillendirecek?
2020 yılı insanların yaşamlarında olduğu kadar tüketici davranışlarında, çalışma hayatında, ofis hayatında ve iş yapış şekillerinde sismik değişimlere sahne oldu ve olmaya devam ediyor. Pandemi dünyadaki pek çok dengeyi ve kalıpları bozarken, bu yeniden yapılanmanın ortasında, kuşkusuz girişimcilerin ve küçük işletmelerin yatırımcılardan ve halka açık şirketlerden farklı endişeleri ve öncelikleri bulunuyor. Bazı eğilimler her ne kadar sektörler ve dolayısıyla şirketlerin iş planları üzerinde önemli etkiye sahip olsa da küçük işletmeler ve girişimciler için tüm bu değişikliklerin zorlukları olduğu kadar fırsatları da beraberinde getirdiğini unutmamak gerekiyor. Yüksek dalgaların arasında sörf yaparken dengeyi koruyup, ayakta durabilmek için ise trendleri takip etmek şart. İşte bu noktada yılın kalan yarısını şekillendiren ve takip edilmesinde fayda olan gelişmeler;
İşin geleceğine uyum sağlayın
Pandeminin iş hayatındaki en görünür etkisi evden/uzaktan çalışmaya geçiş oldu. Tüm dünyada özellikle mart ayı başından itibaren zorunluluk olarak başlayan bu durum, normalleşme sürecinin başlamasıyla birçok şirketin ve çalışanın tercihi haline geldi.
Yapılan araştırmalara göre salgın nedeniyle ilk kez evden çalışmayı deneyimleyenlerin yaklaşık yüzde 60’ı bundan sonra da uzaktan çalışma modelini tercih edebileceklerini ifade ediyor. Yöneticiler ise uzaktan çalışmada verimlilikte tahmin edilenin aksine düşüş yerine yükselişin gerçekleştiğini belirtiyor. Şirketler de artık uzun vadeli sözleşmeler yerine esnek çalışma modelini destekleyen, ön yatırım gerekmeksizin kısa vadede değişen beklentilere ve ihtiyaçlara hızlı karşılık verebilen, kira ve alt yapı maliyetlerini azaltırken, verimliliği üst seviyeye taşıyan yeni nesil esnek ofis çözümlerine yöneliyor. Bu eğilimleri takip etmek faydayı maksimuma taşımak adına şirketler ve girişimciler için büyük önem taşıyor.
Büyük veriden yararlanın
Dijital teknolojiler son 10-15 yıldır hayatımızı olduğu kadar iş yapış şeklimizi de şekillendiriyordu. Pandemi ile birlikte ise geleceğin iş modellerine geçiş hızlanırken, şirketler olarak da dijitalleşmede vites yükseltmemiz gereken bir sürece girmiş bulunuyoruz. Büyük veri çalışma ortamlarının yanı sıra çalışma yöntemlerini de kökten değiştiriyor. Dolayısıyla yapay zekâ, sanal gerçeklik, veri analitiği gibi kavramları birer kavram olmaktan çıkarıp, yeni iş modelimizin merkezine almamız gerekiyor.
Yapılan araştırmalara göre, veri kaynaklarının çoğalması ile birlikte 2018 yılında 33 zettabayt olan küresel veri dünyasının 2025’te 175 zettabayt’a ulaşması bekleniyor. Bir başka deyişle 7 yıllık süreçte üretilen veri miktarının 6 kat artacağı tahmin ediliyor. Benzeri görülmemiş yeni hesaplama araçları sunan teknoloji devlerinin girişimleriyle birleştiğinde, şirketlerin ve bireylerin büyük verinin gücünü kullanmasına yardımcı olan işletmelerin önümüzdeki yıllarda yükselişe geçmesi öngörülüyor.
Ofislerin rotasını yeniden oluşturun
Salgın büyük şehirlerde yaşamanın yıllar boyu süregelen zorluklarını daha keskin ve net bir şekilde gün yüzüne çıkardı. Mecburi eve kapanma ve uzaktan çalışma döneminde çalışanlar ve yöneticiler iş ve ofis hayatını tekrar masaya yatırdı. Şimdilerde çok sayıda şirket hibrit çalışma modeline geçiş hazırlığı yaparken, yöneticiler de ofis lokasyonlarını tekrar gözden geçiriyor.
Yeni yatırım stratejileri merkez ofisler için şehrin kalbindeki lokasyonlar çevresinde şekillenirken, uydu ofisler için ise çalışanların hem yoğun olduğu hem de evlerine yakın mesafede olan bölgeler belirleniyor. Böylece ev-ofis arasındaki mesafe minimuma indirilerek, çalışanlar için yorgunluk ve stresten uzak bir çalışma ortamı sağlanırken, merkez ofisler ise network ağını güçlendirecek biçimde konumlanıyor. Bu da çalışan mutluluğunu, bağlılığını ve verimliliğini artırmanın yanı sıra iş ortakları ile olan ilişkileri de güçlendiriyor.
Alternatif enerjilere yönelin
Pandemi büyük bir dönüşümü beraberinde getirirken, bireylerin ve şirketlerin odağının da derinleşmesini sağladı. Uzmanlar çalışanların evlerine yakın lokasyonlardaki uydu ofislerin yaygınlaşması ile toplu taşıma ve özel araç kullanımının azalacağına dikkat çekerek, bu sayede karbon ayak izinde de düşüş yaşanacağına vurgu yapıyor.
Öte yandan sürdürülebilir bir dünyanın önemini hem bireyler hem de şirketler bu süreçte odağına alırken, artık daha fazla ev ve işletme fosil yakıtlara kıyasla eşit ya da daha düşük maliyetli olması nedeniyle alternatif enerji kaynakların önemini kavrıyor ve bu alana yaptıkları yatırımları hızlandırıyor.
Yapılan araştırmalar 2018-2028 yılları arasında en yüksek istihdam değişim oranına sahip ilk 2 mesleğin yenilenebilir enerji kaynakları sektöründe olacağına işaret ediyor. Araştırmalara göre bu 10 yıllık süreçte güneş enerjisi sektöründeki istihdamın yüzde 63, rüzgâr enerjisi sektöründe istihdamın ise yüzde 57 artması bekleniyor. Ayrıca, her bölgede güneş ve rüzgâr enerjisinden faydalanabilmek mümkün olamayacağından pil teknolojilerinin de bu geçişte önemli bir rol oynayacağı belirtiliyor.