Yaratıcılık şirketinize nasıl rekabet avantajı sağlar?
Teknolojinin geleneksel iş modellerini ve iş yapış şekillerini güncellediği bir çağda şirketler pazarda rekabet edebilmek için yeniliğe ve yaratıcılığa giderek daha fazla ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla günümüzün hızla değişen dünyasında yaratıcılık bir lüks değil, gereklilik haline geldi diyebiliriz. İster reklam ve iletişim çalışmaları planlayın ister izleyiciyi ekran başına kilitleyecek filmler ve diziler kurgulayın ister haberler ve çeviriler kaleme alın ister ürünler üretin ister uygulama kodlayın, yenilikçi düşünme her zaman şirketlerin rekabette öne çıkmasını ve başarılı olmasını sağlıyor.
Apple, Google, Nike gibi dünya devleri rekabet avantajını artırmak adına çalışanların yaratıcılık yönetimi için ciddi çabalar sarf ederken; statükonun değişmekte olduğu seslerine kulak tıkayan, dönüşümün sinyallerini görmezden gelen birçok şirket ise günümüzde kapısına kilit vurmak zorunda kalıyor. Bu üzücü tablo ile karşılaşmamak için kurumların neden yaratıcılığa ihtiyaç duyduklarına biraz daha detaylı bakacak olursak;
Geleceğe ışık tutar
Yaklaşık 25 yıl öncesine gidelim. Girdiğimiz bir ortamda telefonunun anteninin bizden önce fark edildiği, tek satır halinde okuduğumuz mesajın ayağımızı yerden kestiği, çağrı atarak anlaşmak üzerine gençler arasında yeni bir dilin geliştiği çeyrek asır öncesinde cep telefonları lükse yönelik bir ihtiyaçtı. Birkaç markanın önderliğinde gelişen cep telefonlarında önce satır sayıları arttı sonra antenler ortadan kalktı.
2000’li yılların başında ise sektöre yeni oyuncuların da dahil olmasıyla gelişim hız kazandı. Ekranlar genişledi, telefonlara kameralar eklendi, tuşlardan dokunmatik ekranlara geçildi, internet artık cebe girdi derken; esasında yarışa önde başlayan büyük markalar sıralamada tek tek geriledi. Sektörde ezber bozan markalar kalıplaşmış tüm alışkanlıklara rağmen yaratıcı düşünceye şans verdi. Dünyanın diğer ucundaki kişinin sadece sesini değil, görüntüsünü de telefona sığdırabileceği bir geleceği tasvir etmek için hayal gücünü kullandı ve zihnindeki geleceği gerçeğe dönüştürebilecek bir ürün ortaya koydu. Bu da başarıyı getirdi ve dengeleri alt üst etti.
Amaç ekseninde liderlik
Diğer taraftan günümüzde pek çok marka işe "önce kâr" mantığıyla yaklaşıyor. Bu strateji bazı sektörlerde ve bazı markalarda bir süre işe yarasa da çoğunlukla kısa sürede şirketleri hüsrana uğratıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde şirketlerin başarılı olmak için bir amaç ekseninde sektöre liderlik etmesi gerekiyor. Bunu yapmanın yolu ise yaratıcılık kültürünü kucaklamaktan, ekiplerin hayal etmesine ve düşünmesine izin vermekten geçiyor.
Örnek vermek gerekirse Steve Jobs, konuşmalarında Apple’dan bahsederken 3 aylık 6 aylık ya da yıllık kârlılık hedeflerini aktarmak yerine “Her zaman amacımız yaratıcılığımızı kullanarak farklı düşünen ve farklı davranan insanlar için bir şeyler geliştirmek” mesajı vermişti. Hatta Jobs, Apple’ı akıllarda kalan şu ifadelerle tasvir etmişti: “Apple kutunun dışında ne olduğunu düşünen insanlardır. Apple, bilgisayarlar kullanarak dünyanın değişmesine yardım edecek değişim yaratacak şeyler tasarlayacak sadece bir iş yapmakla yetinmeyecek insanlardır.”
Tüketici ile güçlü bağlar kurar
Son olarak küreselleşmenin artması ve yeni teknolojilerin yükselişiyle müşterileriniz, her zaman bu değişen ortama ayak uydurabilecek gelişmiş ürünler arayışındadır. Bu noktada tüketicilerle en yakın arkadaşları ve aileleriyle olan bağları kadar güçlü bağlar kuran şirketler kendilerini şampiyonlardan liginde her zaman en üst sıralarda buluyor. Şirketlerin ihtiyaçlar ile teknolojiler arasındaki bağlantıyı görmeleri için ise yaratıcılık odaklı bir şirket kültürüne sahip olmaları gerekiyor. Bu ise yöneticiler ekiplerini yenilikçi düşünmeye teşvik ettiğinde, çalışanlar için yaratıcılığı ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalar yaptığında, ekipler arasında bilgi paylaşımını kusursuz bir zemine oturttuğunda, yaratıcılığı destekleyen koşulları sağladığında mümkün olur. Öyleyse, şirketlerin yarınlara hazırlanabilmek adına bugünden yaratıcı bir kültür oluşturmak için ihtiyaç olan araçları bulma arayışına girmeleri gerekiyor.
Şirketlerin rekabet avantajından yararlanmaları ilerleyen dönemlerde daha da zorlaşacak. Yaratıcılığı arka plana atan şirketler hem pek çok fırsatı kaçıracak hem de verimli bir organizasyon yürütme becerisini kaybedecek. Büyüyen bir rekabetle karşı karşıya kalan şirketlerin pazarda yok olmamak veya ayakta kalmak için elde edebilecekleri her türlü avantajı kullanmaları gerekiyor. Bununla başa çıkmanın yolu ise yaratıcılıktan ve yenilikten geçiyor.