Çalışma hayatımızı dönüştürecek 4 teknoloji
Günümüz teknolojisi baş döndüren hızda gelişirken, yeni dijital trendler toplumun beklentileri etrafında sistematik bir biçimde şekilleniyor. Bundan sadece 5-10 yıl önce “imkânsız” diyerek hafife aldığımız birçok şey artık bugünün gerçeğini yansıtıyor. Bir yandan sanal gerçeklikten otonom araçlara ve insansız hava araçlarına kadar pek çok şeyin sorunsuz bir şekilde hayatımıza entegre olduğuna tanıklık ederken diğer yandan ise akıllarda şu soru var: “Peki sıradaki ne?”
İşlerin ne yönde gittiğini anlamak, kendimizi geleceğe daha iyi hazırlamamıza ve değişiklikler karşısında hızlı aksiyon almamıza olanak tanıyor. Pandemi sürecine baktığımızda, teknolojinin “iyilik” için bir güç olabileceğini hepimiz gözlemledik. Hayat kurtaran aşıların geliştirilmesinden dağıtılmasına, iklim değişikliğiyle mücadeleden online eğitim ile eğitim-öğretimin devamlılığının sağlanmasına ve işin sürdürülebilirliğine dek hayatın içinde teknolojinin ne kadar kritik bir rol oynadığına şahit olduk. Teknoloji kuşkusuz önümüzdeki yıllarda da yaşama ve çalışma şeklimizi dönüştürmeye devam edecek. Bu durumda iş hayatımızı dönüştürecek teknolojiler neler olacak?
Yapay zekâ & biyometri
Bilişsel teknolojilerdeki gelişmeler çeşitli görevleri hızlı ve eksiksiz bir şekilde yerine getirme noktasında umut verici. Yapay zekâ teknolojilerini iş hayatlarına entegre eden girişimlere ve şirketlere günümüzde hemen hemen her alanda sıkça rastlıyoruz. Sürücüsüz araçlar ve yüz tanıma pratik uygulamalardan birkaçı iken, dil engeli olmayan bir dünya da artık yapay zekâ sayesinde mümkün. Ancak daha gidilecek çok yol var. Yapay zekâ algoritmalarının zamanla rutin işlerin de ötesine geçmesi ve yönetim kararları almak gibi giderek daha karmaşık görevleri de çözmeye başlaması bekleniyor. Kısa vadede ise çalışma hayatımızı dönüştürecek en bariz teknoloji biyometri olarak gösteriliyor. Yüz tanıma, parmak izi doğrulama, hareket kontrolü veya tuş vuruşu takip etme teknolojisi sayesinde şirketlerin hibrit çalışma modelinde uydu ofislerden ya da uzaktan çalışanlardan toplanan ve analiz edilen veriler aracılığıyla çalışanları gözetim altında tutabileceği belirtiliyor. Ancak işyeri mahremiyetini koruma özelinde konunun ele alınması büyük önem taşıyor.
Robotik ve otonom teknolojiler
Bunun yanında sesle etkinleştirilen ve kontrol edilen cihazlar, akıllı aydınlatma sistemleri ve akıllı ısıtıcılar gibi günlük yaşamı kolaylaştırmanın yanında ciddi ölçüde tasarruf sağlayan cihazlar hızla hayatımıza girdi. Sadece evlerde değil, iş yerlerinde de verimliliği ciddi ölçüde artıran IoT çözümlerine ilgi giderek artıyor. Asgari insan müdahalesi ile çalışan fabrikalar artık bilimkurgu filmlerindeki sahnelerden ibaret değil. İş hayatında belirli işlerin/süreçlerin otomatikleştirilmesine izin veren bu teknolojiyi geliştiren ve bu alanda lider olan ülkeler şüphesiz ilerleyen yıllarda çok somut ekonomik faydalar elde edecek. İşin geleceği doğası gereği daha az fiziksel ve daha bilişsel hale gelecek.
Artırılmış gerçeklik
Öte yandan akıllı telefonlar günümüzde artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerini kullanmaya olanak sağlarken, bu gelişme ile birlikte eğitim, alışveriş, oyun endüstrisinin yanı sıra AR teknolojilerinin iş hayatında da potansiyel uygulama alanları bulunuyor. Dolayısıyla geniş bir kitleye ulaşma ve önemli ekonomik kazançlar sağlama potansiyeline sahip artırılmış gerçeklik teknolojileri artık şirketlerin de yeni gözdesi konumunda bulunuyor. Artırılmış gerçeklikte sanal gerçeklikten (VR) farklı olarak, kullanıcıların akıllı telefonları dışında ayrı bir cihaza ihtiyaçları bulunmaması kullanım kolaylığı sağlıyor.
Blockchain
Son olarak blockchain uzun zamandır finansal inovasyon vaat ediyor ancak işin temelinde herkese açık olan blok düzeyindeki verileri şeffaf hale getiriyor. Dolayısıyla bu teknolojinin şirketler özelinde bir başka ilginç uygulaması da oylama olarak öne çıkıyor. İlerleyen dönemlerde bu uygulamaların gelişmesi ve yaygınlaşması ile genel kurulların online olarak gerçekleştirilmesinin yanında oylamaların da güvenli ve şeffaf bir biçimde uzaktan yapılabilmesi bekleniyor.
Toparlayacak olursak; iş hayatında dijital dönüşüm artık bir gereklilik. İlerleyen yıllarda çalışma hayatında süreçler giderek daha da otomatikleşecek, teknolojiler daha erişilebilir hale gelecek. Bu nedenle hem şirketlerin hem de çalışanların değişen dünyaya hızlı bir şekilde uyum sağlamak için inovasyonu ve ilerlemeyi bir fırsat olarak benimsemeleri şart.