Yeni normalde ekip ruhunu nasıl inşa ederiz?
Pandemi işin doğasını çekirdeğinden sarstı. Bu süreçte dünyanın dört bir yanındaki kurum ve kuruluşlar çarpıcı bir çeviklik göstererek iş modellerini kelimenin tam anlamıyla bir gecede değiştirdiler. Uzaktan çalışma iş hayatının merkezine otururken, şirketler DNA'sına yeni tutumlar, inançlar, yapılar entegre ettiler. İş modelinde alınan hızlı aksiyonun aksine inşa sürecindeki yapı ise bir günde tamamlanmadı. Bugün yeni normali konuşurken dahi arka planda bu yapı yükselmeye ve yapıya liderler ve ekipler önderliğinde yeni tuğlalar eklenmeye devam ediyor.
Kriz zamanında gerek ekipler gerekse liderler kuşkusuz en zor ve en büyük sınavlarından birini verdiler. Pandeminin ilk dönemlerinde kaleme aldığımız ve Komag’de sizlerle paylaştığımız “8 Adımda Kriz Döneminde Liderlik” ve “Uzaktan Çalışmayı Doğru Yönetmenin Yolları” başlıklı yazılarımızda uzaktan çalışırken ekiplerin koordineli çalışması ve ekip motivasyonun yüksek tutulmasının yanı sıra işlerin sürdürülebilirliğini sağlama noktasında en büyük görevlerden birinin liderlere düştüğüne değinmiştik. Yeni normalde geleneksel yaklaşımların ve yeteneklerin etkili olması pek olası değil. Gelişmek için liderlerin değişmeye istekli olması gerekiyor. Peki şimdilerde liderler yeni ve daha iyi bir normali nasıl oluştururlar?
Aynanın görünmeyen yüzü
Şimdi her liderin kişisel gelişimi için aynayı tekrar kendisine çevirme ya da iğneyi kendisine batırma zamanı. Bu noktada öncelikle karşılaştığınız ya da karşılaşabileceğiniz liderlik sorunlarını yazın ve bu sorunlar karşısında farklı kararlar alır mıydınız sorusunu kendinize yöneltin. İkincisi; eleştiriye açık olun. Bu eksik yönlerinizi görüp daha başarılı olmanızı sağlayacaktır. Üçüncüsü; tanımlarınızı genişletin. Belki de yıllardır yerleşen güç tanımınız, liderlerin her zaman cevapları olması gerektiği üzerine kuruludur. Oysa ki gerçek güç, en iyi çözümleri bulma yeteneğinden gelir. Son olarak ise yeni zorluklar ve sorunlara ilişkin iş hayatınıza yeni bakış açıları getirebilecek kişilerle sohbet etmeye çalışın. Bilginizin hem değerini hem de eksiklerini keşfedin. Öğrenmenin bir yolu da kendi yeni deneyimlerinizi incelemektir. Keşifler için koşullar oluşturun.
Empatiye yeni bir bakış
Öte yandan teknolojik değişim bizleri her gün yeni bir bilinmezin keşfine sürüklerken, salgın gibi beklenmedik durumlar da şirketleri ve ekipleri yıldırım hızıyla sürece adapte olmaya zorluyor. Kriz korkutucu ve trajik gibi görünse de bizlere değerli dersler sunuyor. Bugün tüm öğrendiklerimiz gelecek yıllar için kuşkusuz çok değerli olacak. Başarılı çalışmalar ise süreci doğru okuyup anlamanın yanında yeteri kadar empati kurabilen liderlerin omuzlarında yükselecek. Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlık şirketlerinden The Boston Consulting Group’un (BCG) Kıdemli Ortak ve Genel Müdürü Rainer Strack ve ekibi tarafından kaleme alınan bir makalede baş, kalp ve ellerin üç temel unsurunu bir araya getirerek, empati ve uyarlanabilirliği birleştiren liderliğe odaklanılıyor. Okuyunca biraz garip gelebilir ama burada “baş” geleceği hayal etmeyi ve başarılı olmak için gereken öncelikleri belirlemeyi, “kalp” çalışanlara ilham vermeyi ve güçlendirmeyi, “eller” ise yenilikçi olmayı ve çevik yetenek yönetimini temsil ediyor.
Verimliliği yeniden tanımlayın
Geleceğin şirket kültürü uydu ofislerde uzaktan çalışan ekipler tarafından şekillendirilecek. Tıpkı yeni girilen bir ortamda pek çok insanın yaşadığı tedirginlik gibi farklı ortamlarda odaklanma ya da adaptasyon sorunları elbette yaşanabilir. Bu normal bir süreç. Dolayısıyla bunun geçici bir durum olduğunu göz önünde bulundurarak beklentileri azaltmak, küçük kazanımlardan mutlu olmak ve bu kazanımları takdir etmek önemli. Hatta herkesin yeni bakış açılarını takdir etmesi daha da önemli. Bu nedenle verimliliği yeniden tanımlamak gerekiyor.
Ekibinizi çapraz eğitin
Bir benzetme yapmak gerekirse bugün COVID-19 salgını nedeniyle yaşadığımız süreç astronotların bir kapsül içinde yer küreden uzak bir bilinmezde günler hatta aylar geçirmesine benziyor. Burada ekip ruhunun önemi ortaya çıkıyor. Forbes’ta Ruth Gotian’ın kaleme aldığı bir makalede tam da bu noktaya değiniliyor. Astronotlar süreci başarılı şekilde yönetme konusunda görev bilincinin yerleşmesinden iş ve sosyal hayat arasındaki çizginin çekilmesi gerektiğine kadar pek çok konunun önemine dikkat çekiyor. Ayrıca makalede ekiplerin çapraz eğitiminin ve ekip esnekliğinin her dönemin konusu olacağına vurgu yapılıyor. Bu kapsamda ekip içerisinde A çalışanının uzmanlık alanı konusunda B çalışanının da eğitilmesi olarak en basit ifadeye özetleyebileceğimiz çapraz eğitim ekip içinde ani gelişen durumlar karşısında iş akışının sekteye uğramamasını sağladığı gibi riskleri azaltma noktasında da şirketinize önemli bir katkı sağlayacaktır. Çapraz eğitim çevik iş gücü yaratmada ve şirketin sürdürülebilirliği açısından da büyük önem taşıyacaktır.
Özetle; iyi çocuklar bir gün Şirinler’i görebilir mi bilinmez ama başarılı bir liderlik ile dünyanın sınırlarının aşılacağı aşikâr. Tıpkı geçen ay sonunda SpaceX’in insanlı uzay mekiğini yörüngeye gönderen ilk şirket olması gibi.